30 Eylül 2010 Perşembe

Haydar Işık / Başaltı notları - 97

- şimdi bu kopya skandalından sonra, ali topu tuttu mu, tutmadı mı?

- gülümseyin! anlıyorum...

- imza günlerinde yazarlar, okurlarına dövme yapsın

- parmak basarım kı, çok okumak istemiştim

- işkenceci polisler anılarını yazsın

- kırık kalpliler de 'düz taban' statüsüne alınıp, askerlikten muhaf tutulsun

- istanbul'un neresindensin sorusuna, 'kuzey istanbul' denilebilsin

- saygıda kusur etmeyi seviyorum

- kaynar su döküldü, askerliğim yandı

- iktidarın sanat anlayışı; her türlü portre çizilir

- tam da terörü bitirme noktasında, bomba gibi haber olmasın

- tek tip değil, tek tük askerlik olsun

- küçükleri gözlerinden, büyükleri de ellerinden anlamaya çalışırım

- ver kopyayı ihaleye, sektör oluşsun

- ben, nükleer santralde çalışan elemana, hayırlı işler demem

- hangi barajı kaldırsam hükümet çıkıyo

- yaşasın 12 dev-genç adam

- gözaltından geç, aşşağı bireysel katliama doğru yürü! ilk toplumsal sürgünden sağa, ikinci diasporadan gir, karşına çıkan ilk jenositte dur! işte ben oralıyım dostum

Ha burdan ha oriya heep tuvalettur uşağum

Karadeniz gezim sırasında dinlemiştim; İstanbullu bir eleman, Macahelli bir amcaya dağ başında soruyor; Tuvalet ne tarafta amca?
Amcam eliyle araziyi göstererek; Ha burdan ha oriya heeep tuvalettur uşağum.

Yiğit Bulutumsu

http://www.odatv.com/n.php?n=yigit-bulut-video-3009101200

Laz Marks Emice Oda TV'de konuk

http://www.odatv.com/n.php?n=sinemaseverler-laz-marksi-beklesin--3009101200

28 Eylül 2010 Salı

Haydar Işık / Başaltı notları - 95

- endüstriyel futbolun sömürdüğü taraftarlar buraya, yumruk havaya

- bana bir masal anlat baba, içinde fatmagül'ün suç dosyaları olsun

- allahla kıl arasına girilir

- seni elli yerinden bıçaklayıp, "akupunktur yaptım" diyebilir miyim

- pekin'de çinsel iliskiye girdim

- çöpe atılan şiirlerin geriye dönüşümü olmaz

- ölüler de beden çağırma seansı yapıyordur

- var mı lan bana erbakan

- sırp bu yüzden savaşıyorum

- ilk kişisel resim dayağımı yedim

- fermuarımız 24 saat açıktır

- hayatta kalan son dublörünüz de öldü cüneyt bey, artık siz de ölmelisiniz

Atılgan Korkmaz / Buyur burdan bak - 50

Şerefsiz Düzenin Sözde Başarılarına İnat Şerefli Mağlubiyet Mutlu hayatın gizemi, doğru yolun teminatı "şerefli mağlubiyetlerdir", sözüne çokça takılmaya başladım bu aralar.
Bu durumun aksi olarak ta şunu söyleyebiliriz ki, tesadüfi başarılardır bizi büyük felakete sürükleyen.
Öyle anlar var ki hayatımız da, çok didiniriz çabalarız, tüm gücümüzle mücadele ederiz, ama bir türlü sonuç alamayız. Bunun ötesinde yolun başında koyduğumuz hedefin çok başka yerlerinde hiç te hesaplamadığımız ağır mağlubiyetlerin ortasında buluveririz kendimizi.
Öyle bir noktadır ki orası, bazen hayat tüm anlamını yitiriverir. Tüm yakın olduğumuzu düşündüğümüz, dost olduğunu sandığımız insanlardır, hatta babalarımız, analarımız, eşimiz çocuklarımızdır suçlu. Sizi bu yolda yanlız bırakmışlardır, yüz üstü bırakmışlardır sanırsınız ve öfkenizi onlara kusarsınız.
Bu anlardan çıkmanın tek şartı vardır; kendinizi sorgulamak bu kırılma anını vazgeçiş olarak görmektense, olması gereken tecrübe olarak algılayıp yola devam edebilmek, tüm enerjiniz ve yaratacağınız ekstra sinerji ile hedefe odaklanmaktır.
Bu süreci böyle yaşamakta aslında şanslısınızdır, neden mi? Bir de tesadüfi başarılar vardır ki hayatta en tehlikelisi budur işte. Morfin etkisi yaratırlar, insana doğru işler yaptırdığını zannettirir bu başarılar. Hataları bilseniz bile önlem alamazsınız, daha iyisini yapmak isteseniz bile yapamazsınız. Sarhoşsunuzdur çünkü, etrafınızda dalkavuklar beliriverir hemen. Övgüler sarmıştır etrafınızı, bolca yalancı dost sarmıştır etrafınızı ve hatta başarıdan nemalanmak isteyen asalaklar, şeytanlar!
Hayat çok basittir, içinde öyle karmaşık matematik formülleri barındırmaz, çözümler hemen yanıbaşınızdadır. Çünkü Einstein'ın dediği gibi mevcut problemleri üreten ta kendinizsinizdir, çıkışta sizdedir. Burada önemli olan problem üreten düşünce yapınıza ufak tefek rötuşlar yapmaktır, ama kendi virüslü beyninizle o antivirüsü geliştirmeniz mümkün değildir, destek almalısınızdır.
Umarım hayat sizi doğru insanlarla karşılaştırır en doğru zamanlarda, o insanlarla sürekli ve doğru beraberlikleriniz olur umarım.
Unutmayın hiç bir büyük galibiyet tek başına alınamadı, hep bir ekip vardı perdenin arkasında ve süreç içerisinde ciddi problemler yaşandı, defalarca dibe vuruldu, kaybedilmeyen umut getirdi zaferi.
Kuvvetli bir "biz" olabilmek adına yaşıyoruz bu dönemi, ve biliyoruz ki başaran üstesinden gelen bu düzenbazların düzenini yıkacağız sonunda. Bu yaşananlar maçın kırılma anlarıdır, sakın düzenin denize düşen yılana sarılır yalanına kapılmayın, iyi gibi görünenler aslında gördüklerinizin ters yüzüdür sadece.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Buni balkondan aşaği indurmayun

Habu Tayyip Erdoğan, seçim sonrasi çiktuği balkonda halkun her kesimini kucakliyan konişmalar yapayi.
Balkonda öyle konişayi ama aşaği induği zaman halkun anasini ağlatayi.
Demak ki buni aşaği indurmemek lazim.

Enver Gökçe / Görüş günü

Bugün görüş günümüz,
dost kardeş bir arada...
Telden tele
mendil salla el salla
merhaba!

İzin olsun hapisane içinde...
Seni,
senden sormalara doyamam...
Yarım döner cıgaranın ateşi,
gitme dayanamam...

Yüksek Kapitalist Şura

Yüksek Kapitalist Şura 2 medya yöneticisi, 2 reklamci, 1 adet hüçümet görevlisinden oluşur. Bunlarun görevi; halkı, Pavlov’un çöpeği gibi şartlı tüketici haline getirmektur.
Manifestolari şöyledur; “Ey Türk Halki!.. Sabahın körinde çikacasunuz sokağa, dalacaksunuz beyuk alişveriş merkezleri ve grosmarketlere, kapanana kadar satın alacaksunuz. Gerekli - gereksuz gibi bir ayirum yapmadan ne pok bulursanız tepeleme alacaksunuz.”
Nee? Paranuz mi yok? Ula bir silkelesem hepunuzun üzerinden en az 5 tane kredi karti dökülür. Ee, ne durayisinuz, yüklenun kredi kartlarina. “Limitler doldi, bittuk, tükenduk” der gibisunuz. Olsun efendum. Ticaret durmamali, çarklar dönmeli. Kapitalist sistemde para edecek bir şeyunuz mutlaka vardur.
Geçen ramazan bayraminda Yüksek Kapitalist Şura, “Bayramda Alışveriş Merkezleri Kapanmasun” kampanyasi başlatti. TV’de alt yazı geçurerek “Bitsun bu komunist uygulama” diye serzenişte bulundi.
Ula yayuk ağızlılar, siz önce komünist demesini öğrenun.
Sanki Türkiye bir süre komünizmle yönetilmiş de bu uygulamalar sona ersun diye feryat figan ediyiler.
Efendum bunlarda alışveriş merkezi seviciliği başlamıştır. Günün bazı saatleri Akmerçez’un, Cevahir’un ve Profilo’nun duvarlarini şehvetle yaladuklarini tahmin etmekteyim.
Bu kot kafalilar çarpık, anti demokratuk ve istifçi üretimleriyle, tüketimi belirlemeye çalişiyiler. Oysa, tüketicilerun bilinçli olarak ifade ettukleri gereksinimleri (ve demokratik olarak yerleşmiş öncelukleri) üretimi belirlemelidur.

"Muhatabımız, son derece örgütlü bir gericiliktir"

Hakan Gülseven'le bir söyleşi; http://www.birgun.net/politics_index.php?news_code=1285585852&year=2010&month=09&day=27

26 Eylül 2010 Pazar

Marx ideolojinin beyniyse, Che Guevara da kalbidir

BirGün Pazar ekinde yapılan röportaj; http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1285501764&year=2010&month=09&day=26

Haydar Işık / Başaltı notları - 94

- moda, kadının kendine yapışanı giymesidir

- içinizdeki eylemsizliği boşaltın, anarşizm yerleşecek buraya

- zıkkımın da köklü sorunları vardır

- sevdiğinize gül götüreceğinize, sevdiğinizi gül ağacının köküne götürün

- modayı büyük bir gizlilik içinde takip ediyorum

- seni gönlüm bir yerlerden ısırıyor

- bir gün faceebok kapanırsa, buraya yazdıklarıma aldırma n'olursun

- iki toplum arasında gülme krizi olsun

- başlık gideri için para biriktiren genç, mantık evliliği için de, zeka mı geliştirecek

- bu gözler senin mi? hadi soldaki senin de, sağdaki kimin

- en çok ziyaret edilen yerler: anıt kabır, eyüp sultan, ösym'nin kozmik odası

- tayyip'in doğum gününde, ülkedeki bütün camileri kışla, minarelerini de süngü yapıp, başbakanımızı sevindirelim

Atılgan Korkmaz / Buyur burdan bak - 49

Umutluyum, bir o kadar da üzgün
Referandum sonuçları açıklandı, herkes bişeyler çıkardı kendince...
Ama şunu gördüm ki AKP iktidarı hakikaten çok şeyler değiştirmiş en başta toplumsal zihniyeti; en baba taşları yerinden sağlam oynatmış.
Ama hemen yazımdan umutsuzluk çekilip alınmasın. Zira gelişmiş emperyalist algıda yanıltma teknikleri ile, gerçeği tepe taklak etme gayretini sonuçsuz bırakmıyor artık.
Dayatılan sözde gerçekler, temel altyapıyı oluşturmuş, her Tayyip kelimesi ezberlerin üzerinde yerini otomatik olarak buluyor.
Efendim bir harita var kırmızı ve mavi renklerle bezenmiş, üzerinden hikaye ki bence maval yazılıp okunan, neymiş ülkenin zevki sefa sürülen batı ve güney kıyılarında yaşayan rahatına düşkün bir o kadar da refah seviyesi yüksek, işine öyle gelenlere göre elit toplum ki gene o sivri zekalılara göre toplumsal adaletin, eşit gelir dağılımının ve demokrasinin önündeki en büyük engel o zavallı ülkem insanları.
Tek gerçek vardır, ülkemde yaşayan seçme hakkında sahip insanlarının %77'sinin(!) %58'i "Evet" bu anayasanın belirtilen maddeleri değişsin, %48'i "Hayır" ben bu değişikliği samimi ve ya doğru bulmuyorum demiştir.
Ve en önemlisi bu oranlar safi bir bölgeden çıkan oylarla değil tüm Türkiye coğrafyasında oy kullanan vatandaşların oyları ile ortaya çıkmıştır. Savaş oyunlarında olduğu gibi kırmızı ve mavi kuvvetlerin hakim olduğu bölgeler şeklinde bir saflaşma yoktur, her kentte ciddi bir karşıt görüş mevcudiyeti net olarak ortadadır.
Bakın bir anket açıklandı referandum sonrasında "Evet" oyu verenlerin %38'i Erdoğan'ın karizmasına oy attığını söylüyor. Şimdi kazın ayağı farklı demek ki, Başbakan'ın dediği gibi artık oy atanlar bilinçli, okuyor, düşünüyor ve kendi iradesi ile doğru kararı veriyor, bizim için Hayır diyenler de en az Evetçiler kadar değerlidir demesi, hemen ardından devrimci solculardan, sivil toplum kuruluşlarına, sözde genç sivillere kadar, bazı sendikalara methiyeler düzüp teşekkür etmesi bir sıkıntının yansımasıdır.
Şimdi burada, tehdit edilen muhtarlardan, banka kredi ve kredi kartı batağındaki esnaf ve köylülere bakın AKP giderse borçlarınız tahsil edilir rezil olursunuz, malınızı mülkünüzü elinizden alırlar şeklinde verilen göz dağlarından uzun uzadıya bahsetmeyeceğim. Hele kelimesi kelimesine defalarca her mitingi tekrar tekrar yayınlayan yandaş medya propagandasını anlatmaya gerek yok.
Olan bitene rağmen umutluyum, AKP'nin tabanı kaymaya çok müsait bir mahiyette, eğer bazı şeyler gidilip yüzyüze anlatılırsa, o insanlarının dertlerine ortak olunup beraber problemlere nasıl çözüm üretileceği anlatılırsa, halk kurtuluşa meyilli, dileyen Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde AKP'nin kalesi zannedilen yerde nasıl "Hayır" oyu vermiş vatandaş bir araştırıversin.
Umutluyum, ülkemde hala eğitimsizlik had safada, kimilerinin dediği gibi bilinçlenmiş bir toplum falan yok hala ortada, Evet oyu veren bir çok AKP'li bile Tayyip Bey liderliği bırakıp, Cumhurbaşkanlığına falan oynarsa bu parti dağılır, sadece lider partisiyiz diyebiliyor.
Umutluyum, sıkıntının içindeki halkımız ona uzanacak gerçek yardım ellerini, geri çevirmeyecek, sırtını körü körüne dönmeyecek kadar sağduyusunu henüz kaybetmemiş durumda. Ama bazıları için umutsuzum ki onlar CHP ve MHP, neden mi? Yıkılmaya yüz tutmuş, başarısızlığı bu kadar aşikar olan AKP projesine biraz daha tahmmül etmemize neden olan aptalca yönetimleri yüzünden. Ve yalanların gerçek olduğu emperyalizm oyununda, oyunu bozup dik durmak halkın yanında beraberce mücadele etmek yerine, o oyunda rol kapma mücadelesine girdikleri için, çok üzgünüm.

24 Eylül 2010 Cuma

Haydar Işık / Başaltı notları - 93

- cumaya gittim, gelince galeriyi dağıtacam

- türkiye'de kişi başına düşen cami sayısı, kişinin başına düşecek kadardır

- altın çilekten sonra; başbakanın anasonlu ekmeği, hüseyin çelik'in erik hoşafı, bülent arınç'ın arpa mayası, abtullah gül'ün elma yanakları... pek yakında

- tekel bayiinde, rakısını sıkı sıkı paketleyen adam artık şöyle diyecek; "usta beni iyice gazetele! mahalleden geçerken görmesinler"

- almanya'da da strasse baskısı

- haşmet babaoğlu futbolu yorumlayınca, önemli yerlerinin altını çizesim geliyor

- dumansız ve yobazsız hava sahası

- nükleer santralın pencere önlerinde, begonyalar, hanımelleri, açelyalar, çiğdemler, nergisler

- bu yobazların alkollüsü yok mu? haftaya gelir demiştiniz

Boşina yeni ülke sınırı çizmayun, hepsini kalduracağuk

Ula Sam Emice misun ne poksun, Beyuk Ortadoği Pirojesi’yle Ortadoği’ya yeniden şekil vereceğuk deyisunuz. (Hayir bir şey değil, bizum 10 vatluk ampul da bu mavralara inanup, “Bağa padişahluk yoli göriniyi” diye sevineyi… Oynamayun şunun fabrika ayarlariyla da.)
Ula Barak Obama, şuni o olmayan kafana sok; uluslar kendi kaderlerini kendileri tayin ederler.
Oyle masa başinda oturup, cetvellerle gönyelerle, emperyal menfaatlerunuz neyi gerektureyisa sınır çizemezsunuz. Yillardur Afrikali, Latin Amerikali, Asyali ve müslüman Arap kardeşlerumuze dikdörtgen, kare, prizma, elips şekillerden oluşan geometrik ülke sınırları çizdunuz ama yeter artuk.
Once o sınırlari kaldurup, sınırsuz ve sinufsuz, kardeşçe yaşayacağuz. Sonra o cetvelleri, gönyeleri müsait bir yerunuze: örneğun, araç gereçsuz biraktuğunuz okullara göndereceğuz.

Fatmagül'ü anladık, peki Minnoş'un suçu ne?

22 Eylül 2010 Çarşamba

Haydar Işık / Başaltı notları - 92

Sanata taş baskı
- Tayyip Erdoğan: "Son derece üzgünüm Allahın izniyle. Bu kadar müslüman, bi avuç sanatçının hakkından gelemedi. Unutmayalım ki, sanat cemaat içindir."

- Kemal Kılıçdaroğlu: "Elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım. Ama elimden gelen her şeyi unutuyorum."

- Bülent Arınç: "Üüühüü, ühüüü... Biz uyarmıştık, alkol kullanmayın, üzüm yiyin demiştik. N'olcak simdi, tutuklananları kim savunacak? Nerede bu devlet, nerede Şevket Kazan?"

- Saldırıya uğrayan sanatçılar: "Kanımız yerde kalacak ve sergilenecek!"

- Deniz Baykal: "Bana komplo yapılmasaydı, bu olay da olmazdı."

- Şevket Kazan: "Linçi tasvip etmiyorum. Kırmızı şaraba 24 yıl, rakıya müebbet, vokta limona da idam daha uygundur..."

Mahşerin Dört Atlısı

Bir zamanlar maziye bak, ne kadar şendik.
Canını Sevdiğimin Vural Çelik'i tarafından Mahşerin Dört Atlısı olarak anılan MinT senaristleri soldan sağa; Yılmaz Okumuş, Metin Açıkgöz, Müfit Can Saçıntı ve Caner Güler.

Haydar Işık / Başaltı notları - 91

- ayrılık, evliliğin düşünce temelidir

- 'o şimdi bizi bir yerlerden görüyor, hadi ona el sallayalım' deyince, ölüler de, sinirlenip perdeleri çekiyor

- ucuzluk: halk mezar

- ne mutlu dijitürküm diyene

- ahh bu şarklıların gözü kör olsun

- laz marx'ın, kürtü ne zaman gelecek? haftaya gelir demiştiniz

- islam modernizminin, türkiye halkları üzerindeki sömürgeci etkisi, bugün de artarak devam edecek

- hristiyanlar da, kömür veriyormuş

- virüs saldırılarına karşı portal portala

- ben bitlerden de küçüktüm, bir gece vaktiydi

- saşı olup da kem gözlere yakın olsan ne yazar

20 Eylül 2010 Pazartesi

Haydar Işık / Başaltı notları - 90

- kına gecesinin olumsuzu; kınama gecesi

- gözaltı suresi

- papa beni kiliseye gönder

- "seni yeneceğim hamburg"un almancası neydi lann

- kolesterollü deyim: ekmeğine yağ sürmek

- işçiyim haklıyım ama kütük pülümür

- karlı mayın ormanında yürüyobommmmmm

- önemli olan yamuk sahalarda oynamak, düzünde herkez oynar

- fatmagül'ün suçu ne romanının suçu ne

- terörize deyim: kan ağlamak

(Y.O'nun notu; eline sağlık Heydo)

Malvarluğumi açuklayirum

Uşaklar paçilar sorayi, "Laz Marks Emice, 150 yildur çitaplarun dunyanun her yaninda satayi... Epey bir malun mülçun vardur heralde."
Haçan dedum, merakta kalmayun. Aha da mal varluğumi açukliyayrum; bir adet F kilavye laptop, bir adet kiçtan motorli taka, bir tane hala aşk ilen sevduğum Fadime ve habu dünyanun değişeceğine dair beyuk bir umut...

Laz Marks Emice yine sahalara çıkıyor!

9 Ocak 2009 günü Leman Kültür'de başladığımız maçlar hızla devam ediyor.
20 aylık serüvenimizin dökümü şöyle; Anadolu ve Mezopotamya'da tam 110 bin kilometre, 187 maç, 55 bin seyirci, bir dava ve üç soruşturma.
Bu dava ve soruşturmalar aynı zamanda “12 Eylül referandumu” ile ülkemize gelen demokrasinin ölçütü olmaktadır.
İlk ve tek politik stand-up olan “Laz Marks”, egemenlerin pek hoşuna gitmedi. Bu nedenle de sürekli bir baskı altına alma çabası içindeler. Salon vermemeler, sürekli kamera kaydı (savcılığın özel talimatıyla çekim yapılabiliyor artık) yapmalar, soruşturma açmalar gibi…
Bütün bu engellemelere rağmen yola devam edecek olan Laz Marks Emice, bu sezon maçlarına Rize Adliyesinde başlıyor. 28 Eylül günü olan duruşmada, “Başbakana hakaret suçlamasıyla” yargılanacak.
Amasya'da da hakaret suçlamasıyla açılan soruşturmanın yanında, Çorum’dan 301. madde (Türklüğe hakaret) soruşturması ve Tunceli’den de suçluyu ve suç örgütünü övmekten bir soruşturma açılmıştır.
20 Ekim'de Avrupa’ya yapacağı turneye hazırlanan Laz Marks Emice bolgumuza şu açıklamayı yaptı; “Bacilar, uşaklar bilduğunuz cibi maç sahalarumuza sürekli yeni alanlar katilmaktadıur. 120'ye yakin il ve ilçenun tiyatro salonlari, alanlar ve meydanlardan sora artuk adliye koridorlarinda da maçlara çikacağuk. Bu maçlar deplasman sayilduği içun çok seyirci hakkumuz yok. Az olan seyirci desteğine rağmen bu maçlarda da şiarımız; oligarşinu ve işbirlikçilerinun kalelerine, golleri atmaktur. 12 Eylül de “Demokratik A-K-P yasası” geturenler, muhalefete tahammül edemeyiler. Onlar içun tek muhalefet tarafli yayin organlaridur. Biz de bilinmesini isteruk ki, herçes safını bilsin. İşçiler emekçiler kardeş, kapitalist emperyalistler kalleştur. Bizler gücumuzi Pasifik ötelerinden değil, Anadoli’nun ve Mezopotamya’nun halklarindan alayruk. Ha bu yönetenler demek isteyi ki; Kürtler, Aleviler, Çingeneler, Ermeniler, Lazlar, Komünistler ve diğerleri olmasa “demokrasimiz” beyaz bir sayfa gibi tertemiz kalacak ve ülkeyi yönetmek çok kolay olacak. Şunu unutmayun ki maç sahada kazanilur. Haçan cördüğünüz cibi sahaları terk etmedik, maçlara devam edeyruk... Tabi sizlerun da desteğunuzlan ha bu maçlari kazanabiluruk.”
Laz Marks Emice, Laz Kapital 2 kitabından ve gelişen yeni olaylardan beslenerek oyunu yenileyecek ve gösterilerine devam edecektir.

Laz Marks (Politik stand - up)
Yazan: Yılmaz OKUMUŞ
Oynayan: Haldun AÇIKSÖZLÜ
Desen: Tuncay AKGÜN
Genel Koordinatör: Alper KÜÇÜKDEVLET
0212 254 89 30- 0554 738 36 90

Al diyetini

- Al diyet kolanı!..
(Not: Sitenin ziyaretçilerinin gerekli mizah duygusuna sahip olduğundan kuşku duymam, ama yine de belirteyim; Ömer Seyfettin'in Diyet öyküsünü düşünerek okuyun.)

18 Eylül 2010 Cumartesi

Yattara tarafı kapalı

Avni Aker Stadı gişelerinden bir görüntü. Yattara'nın oynadığı kanat özel olarak pazarlanıyor. (Gerçi ikinci yarı Yattara diğer tarafta olacak ama olsun.) Fakat Yattara bu, devamsızlıktan sınıfta kalan çok zeki bir öğrenci gibi. Maç içinde devamlılık hak getire... Manisaspor can havliyle kanatları kapayınca bizim Yerli Harlem tekledi.
Not: Şenol Güneş'e ve çıkardığı 6-7 hücumcu bulunan kadroya, oynattığı futbola sayıp söven takımdaşlarıma inat; ömür boyu bu Arsenal - Barcelona kırması fantastik futbolu seyretmeye razıyım. Hep yukarılarda dolaşıp, şampiyonluk potasında olalım ama varsın gelmesin o teneke.

Nazım Hikmet / Ben beni bir daha ele geçirsem

Ben beni bir daha ele geçirsem,
Ab-ı hayat içersem demiyorum.
Kapılar açılsa bir daha,
ben bu haneye bir daha girsem...
Yaşardım yine böyle kan revan içinde,
yine böyle aşk ile sersem,
ben beni bir daha ele geçirsem.

16 Eylül 2010 Perşembe

Yurdumuzun 8 tarafi denizlerle çevrili olsaydi

Sementa Recep referandum sonucini gösteren haritayi sallayarak seslendi; “Laz Marks Emice, ülkemuzun denize sahili olan şehirleri genel olarak hep soli tercih edeyi. Demek ki Türkiye’nun 3 tarafi değil da, 8 tarafi denizlerle çevrili olsaydi AKP çarşafi toplayacakti.”
Güzel evladum, dedum... umuduni sadece denizlere, sahil şeridine biraktiysan geçmiş olsun.
Ula İzmir’i Telli Baba’ya çevirdunuz. Halktan kopuk, Amerikanci, kafatasçi, sermayeden yana ne kadar solumsu trak parti varisa gelup, İzmir’de moralini düzelteyi. Birakun denizleri, kıyılari, İzmir’i, Ege’yi, Güney’i, Trakya’yi…
Ülkemuzun 3 tarafi denizlerle değil da, sendikali işçilerle, toprak reformi yapilmiş bir tarumla, emekçinun, öğrencinun, memurun örgütlenduği, demokratik bir cumhuriyetle çevrili olsaydi, hau Suudi – Utah – Pentagon kirmasi kirpuk bıyıklilar bir tane oy yüzi görebilur miydi?

Haydar Işık / Başaltı notları - 89


- beni istanbul'un asit yağmurlarında yıkasınlar

- topun keyfini çıkar! çünkü topla oynama süresi çok kısa

- alçak şura

- 12 yıllık profesyonel almanım

- hadi imam, çek sandalı okyanus ötesine

- lady gaga ile rakı iyi gidiyor

- votka mi kadından güzel, kadın mı votkadan güzel

- önemli olan bira kutusunu, kadife kumaşlara sarmalamaktır

- içimdeki negatifler yandı bugün

14 Eylül 2010 Salı

FBGS AŞ : 3 Marangoz Yavuz : 0

Tam bir ticarethane gibi yonetilen futbol kulupleri gerçek futbol seyircisi olan alt gelir gurubuni evlerine, kahvehanelere hapis etmiştur.
Parasi olmiyan taraftar gelmesun, dediler.
Artuk gariban halka sitatlarda yer yok.
Bizum marangoz Yavuz vardur, Fenerlidur ama eyi uşaktur. Geçen gün hesapladi, normal şartlarda ölmez de sağ kalursa 25 yil sonra kombine bilet alabilecekmiş.
Ula sen onlarun arasinda siritursun Yavuz dedum.
Bularun VIP localardaki hallerine baksana…. Ellerinde fiski bardaklari, haboyle kütük gibi purolar, kafalarini kazitmiş bu cipli güruh senun gibi delikanlilari sitatlarda görmek istemez. Bunlarun takumlari da ruhlari da borsaya endekslidur, senun gibi içten ve garibanca küfür da edemezler.
Bular satun alamaduği her şeyi yakup yikar uşağum, tikkatli ol, yakinlarinda dolaşma.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Trabzon'un plaka numarası 91 olsaydı?

Ligin taş gibi takımlarından Sivasspor'a plaka yapmak (61) kolay değil sanırım. Hem de şov yapıp, 10 - 15 tane gol kaçırarak.
İyi ki Trabzon'un plaka numarası 91 değil de 61. Bu iştahla 3 tane daha atıp 9 -1 yaparlardı valla.
15 yaşımdan beri bu takımı izlerim, böyle keyif aldığım maç sayısı 10'u geçmez. Disiplin, takım oyunu, Latin cambazlığı, varyete velhasıl her bir şeyi eksiksiz yaptılar.
Ömer Üründül'ün futbol için klişeleştirdiği deyimi Yattara için söyleyerek kapatayım konuyu; Yattara enteresan bir oyuncu...

Geleneksel oyunlarımız - 1

Uyuyan bir arkadaşımızın ayak parmağına gazete kağıdı sıkıştırıp yakmaca.
Tarihçiler, bu oyunun Urartular'dan kalma olduğunu belirtiyor. Oyunun yaygınlaşmasıyla birlikte Urartular büyük telafatlar vermiş ve tarih sahnesinden silinmiş.
Ben oyunla ilk defa, Gırgır - Hıbır - Limon karması bir ekiple tatile gittiğimiz Erdek'te tanıştım. Bana yapıldığında çok adice gelmişti ama, daha sonra ekipte ne kadar karikatürist - mizah yazarı varsa alayının ayağını yakarken çok eğlenmiştim. Kısacası, size yapılmıyorsa çok eğlenceli bir oyun.
Ama sanırım bu da tüm diğer geleneklerimiz gibi bir kaç kuşak sonra yok olup gidecektir. Geleneklerimize sahip çıkalım, onları yaşatalım.
(Not: Şakayı yaptığınız arkadaşın uyuyor olmasına çok dikkat edin.)

Haydar Işık / Başaltı notları - 88

- iktidar minarenin ucundadır

- eyvah! ikinci bir 12 eylül

- el öpenlerim hiç olmasın

- yanına yolluk haritanı al oğlum! coğrafyalar çok değişiyo bugünlerde

- 12 milyon dev insan aç ve işsiz

- türkiye sicimini yaptı

11 Eylül 2010 Cumartesi

Laz Marks Emice Avrupa'da

Anadolu'da bir hayalet gibi dolaşan Laz Marks Emice şimdi de Avrupa'da...
9 Şubat 2009'da bu serüvene çıkan Laz Marks ve ekibi, 16 ayda 90.000 km. yapmış, Anadolu'nun bütün topraklarını karış karış dolaşarak, toplam 190 oyun sergilemiştir.
Bütün Anadolu coğrafyasının sevip, ayakta alkışladığı bu proje şimdi de Avrupa'daki emekçi dostlarımızla buluşmaya gidiyor.
Önümüzdeki Ekim ve Kasım aylarında Avrupa yollarında olacak olan Laz Marks Emice burjuvaziye ve onun taraftarlarına bol bol gol atacağı maçlara hazırlanıyor...
Laz Marks Emice'yi bu maçlarda yalnız bırakmamanız dileğiyle...
Yazan: Yılmaz Okumuş
Oynayan: Haldun Açıksözlü
Desen: Tuncay Akgün
Koordinatör: Alper Küçükdevlet
Not: Laz Marks Emice diğer bölgelerde görmek istiyorsanız; etkinlikler ve aktiviteler için bize ulaşın.
İletişim tel: 0090 554 738 36 90 - 0090 212 254 89 30
24 Ekim Viyana (Avusturya)
29 Ekim Nürnberg (Almanya)
30 Ekim Stuttgart
31 Ekim Münih
01 Kasım Mannheim
05 Kasım Leıden (Hollanda)

10 Eylül 2010 Cuma

Kodumun topi

- Ula kodumun topi, niçun girmedun Liverpul'un kalesine daa!..
(Trabzon'dan isminin açıklanmasını istemeyen bir teyzemiz)

Burjuva medyası yazdıysa yalan, İnci Gaste yazmadıysa doğrudur

Bir tomar dolusu gazeteyi karıştırdığınızda, biraz kafanız basıyorsa hangi ihale için hangi haberin yapıldığını, hangi ulufe için çanak yalandığını anlıyorsunuz.
Politikadan, magazine, TV sayfalarından spora... hemen her başlıkta topluma ve insana yönelik bir tane haber bulmak imkansızdır. Her haber bir manipülasyonun eseri gibi durmakta.
O halde neden hiç bir hesap kitap içinde olmayan, İnci Gaste'yi okumuyorsunuz?
Tamam, her haberi yalan ama delikanlı gibi yalan söylüyorlar ve bunların yalan haberlerinden daha ironik olduğu için gerçek gibi duruyor.
http://www.incigaste.com Oku, gerekirse minder yap...

7 Eylül 2010 Salı

Çivi çiviyi söker

- Evet diyeceksin ulan, tamam mı? Bak Bono, Kevin Costner, İbrahim Tatlıses, Hakan Şükür gibi ünlü simalar da "evet" diyor.

Haydar Işık / Başaltı notları - 87

- kalıbım beşinci baskısını yaptı

- dünya malı dünya bankasında kalır

- helal süt mü, pastörize süt mü

- sen geleceksin diye, yollarına mayın döşedim

- spor toto süper ligde, maçlar kıyamet gününe alınsın

- sinema salonunu senin için kapadım ama artistler neden bize bakmıyor

- sen twitter mağduru gelincik! şu facebook manyağını eş olarak kabul ediyorsan, butonunu tıkla ve pencereni kapa

- yağmur da, yağmalanır

- her genç kızın içinde, beyaz atlı bir prense yetebilecek derinlik yoktur

Arkalardan mutlu olmayan var mı?

Beynim bazen oyun oynar, olmayan bir sesi duydum zannederim...
Yine öyle oldu; arabayı servise bıraktığım zamanlardan birinde minibüse binmiştim.
Yüzümde, Mayıs ayı sıcağının yansıması, anlamsız bir gülümseme var...
Minibüsün şoförü geriye dönüp, "Arkalardan mutlu olmayan var mı?" dedi. Ya da bana öyle gelmişti.
Şoka uğramış gibi arkama döndüm ve minibüs ahalisine bakmaya başladım.
Ulan bu lafın doğrusu, "Arkalardan başka ücretini uzatamayan var mı?" gibi birşeydir.
Bu nasıl bir sorudur, diye mal mal bakıyorum.
Herkesin suratı mahkeme duvarıyla cenaze evi arası. Harbiden mutluluk yanlarından geçmemiş...
Yani bu kitleye, mutlulukla ilgili soru sormak çok da abes değil. Ama, yine de minibüs şoförüne bundan ne?
O bir kaç saniyelik şoku, ileriye doğru para uzatan bir adam bozdu.
- Şoför bey şuradan bir Kadıköy alır mısınız?
Oooh, rahatladım... Yanlış duymuştum, herşey normaldi...
Arkalardan mutlu olmayan bir sürü kişi vardı ama, parasını uzatamayan bir kişi kalmıştı.
Yüzümdeki anlamsız gülümseme kikirdemeye dönüştü.
Sonra bir an minibüs şoförünün dönüp, "Arkalardan kafayı yiyen var mı?" diye sormasından korktum ve gülmemi bastırmak için başka şeyler düşünmeye çalıştım.
En çok da seni düşündüm...

6 Eylül 2010 Pazartesi

Haydar Işık / Başaltı notları - 86

- bırakın ergenekonu da, jenosidlerimize bakalım

- tayyip'den inci: bana 'prompter'dan bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum

- almancılara: kesin dönüş yaparken ana avrat söv ki, keskin dönüş olsun

- kapıyı hayal gücümle açtım

- kendisiyle barışık insanın arasına girilmez

- fazla patentlerinizi atmayın

- aysbergin görünen salatasından bir porsiyon lütfen

- zamanın aktığı yere inşaat yapmayın

- umarım yakında istiklal marşı; "o benimdir o benim inşallah" diye okunmaz

- bir futbol kulübü için, oyunu iki taraflı okuyan hoca aranıyor

- bundan böyle, ölümden öte koy olsun

4 Eylül 2010 Cumartesi

Kıçi açukta kalmiş bir teoricuk : Halk kapitalizumi

Bu teoricuğe göre; kapitalist düzende, işçi ucretleri oyle hızli artacak ki, işçilerle kapitalistler arasindaki sinif farklari tamamen silinecek. İşçi, kendi ucretiyle bir araba, bir ev, hisse senedi satun alacak, para birikturecek, hem da birçok işletmenun kârina katilacak.
İdris, gülme uşağum, ayiptur daa!.. Adamlar sen inanasun diye teoricuk üreteyiler, sen işun girgirindasun.
Bizum Pilita İsmail ne yapsa beğenursunuz, her gün yüksek dozda bu yalanlara maruz kalduği içun uşağun kafasi karişmiş. Evinun balkoninda yakaladuği hirsuza, “Kolay gelsun müteşebbis abi. Rahatsuz olma, sen çaliş. Çaliş ki, sermaye birikturup rekabet gücuni artur ki bize iş sahasi açasun.” deyup, bir da sigara ikram etmiş.
Efendum, bunlarun amaci; emekçi halkun kafasini karişturmak, gerçek halk iktidarini kurma yolinda emekçileri silahsuzlandırmak ve kapitalist sistemun kötiluklerinun durduk yerde yok olacağina inandurmaktur.
Bu yalanlari, 3. Dünya’nun yağmasindan payini alan, ABD ve AB’nun orta siniflari dinleyebilur ama bizum uşaklar açluktan kaval çalayi. Kemirecek bayat ekmek bile kalmadi.
Bazen uzun lafa gerek yoktur, bizum Annaymisun Nihat’un akli bu ‘halk kapitalizumi’ teoricuğine yatmamiş pek, “E peçi, herkes kapitalist olursa kimi soyacağuk Laz Marks Emice?” dedi.

Kadınlar ve kullanma kılavuzu - 1

Eğer seni başka denyolarla kıyaslayıp; “Siz erkekler var ya, çok hayvansınız” diyorsa...
İtalyan futbolcu Centile vardı, kasap Centile. Tekmeyi geçirdiği futbolcunun futbol hayatı biterdi. Centile’nin tekniklerini iyi incele ve hemen geçir tekmeyi. Söylemeye gerek yok, hemen terk et.

Eğer sana; “Eski erkek arkadaşımla bir yemek yesem ne olur ki, hem bana önemli bir şey söleyecekmiş çok merak ettim” diyorsa...
Hemen darbe planları içinde olduğunu çevreye yay. Taraf Gazetesi’ne sevgilinle ilgili belgeler yolla, mutlaka Balyoz ve Ergenekon gibi bir operasyondan götürürler. Direkt olarak terk et tabi ki.

Eğer ikide bir sana; “Kafam karışık, bana zaman ver...” diyorsa...
Rize’ye, heyelanın en sık olduğu yere götür. Ayrıca ne olur ne olmaz, bir de yağmur duasına çık.

Eğer sana; “Hayatım ben makyajımı yapıp aşağıya ineceğim” deyip, seni 2 saat apartmanın önünde ağaç ediyorsa...
Hemen evi yak, itfaiye sokağa giremesin diye de arabanı biçimsiz bir şekilde park et.

Haydar Işık / Başaltı notları - 85

- halk pazarındaki limonun karşılığı, sosyete pazarında avokadodur

- neden aşkın gözü kör de, başı kel değildir?

- seni çivi yazısıyla seviyorum

- kuralar çekildi, tayinim kırsala çıktı

- ben toplumcuyum. kaderimde hep sizi aradım

- bana kendini söyle, sana barışık yaşama koşullarını anlatayım

- insanın kendinden uzaklaşıp kaçması, gün gelir yabancı engeline takılır

- postacı kapıyı 2 kere çalıp gider. kapısız kalırsın

- tavşanların kanı demliklerde kalmayacak

Yeni başlayanlar için bilgisayar teknikleri

1 Eylül 2010 Çarşamba

Sanal alemde kurulan ilişkiler için yüzük

Ne diyelim, Allah tamamına erdirsin.

Haydar Işık / Başaltı notları - 84

- vatan millet sakat ya

- hoşçakal özüm

- üç kuruşa itibar edilir

- duvarlarımı kana boyadım

- her başarılı garibanın arkasında bir mecburiyet vardır

- hassas olduğum konularda toplumu uyaracağım

- altan tanrının iyi kuluysa, uğur da melaike gibi adamdır

- aşk acısı tuttu. aksi gibi evde ağrı kesici de yok

- içmdeki gizli çocuk, taş atan çocuğa dönüşmesin diye, futbol topu aldım bugün