16 Aralık 2015 Çarşamba

Laz Marks Emice'den inciler

* Kapitalist sömurinun örtüsini kaldurmak lazimdur. Aslinda göti başi açuktur, ben örtiyi bizum İdris içun diyrum, biraz geç idrak ediyi.
La kotori kafali Netceğuk Hasan, kiçikiruk bir tükkanun var diye ozel mülçiyeti ortadan kaldurma niyetumuz karşusinda dehşete kapiliysun. Varluk nedeni, halkun % 80’inun mulksuzluği olan bir mulkiyet biçumini eleşturduk diye dinozor olduk öyle mi?
* Patapat Suleyman "Benum Zippo'yi da kamulaşturacak misunuz?” diyi. He çakmaği, sigarayi alup yerine sakiz ve leblebi vereceğuk. La ebeni finans-kapital kovalasun, oni mi diyruk?

Uşağun adini ne koydun?

Kainat İbrahim epeyidur işsuz idi. Toplumsal üretime emeğiylan katilamayınca, bari uşak üreterek katilayim dedi ve bi uşak daha dünyaya geturdi. Kainat İbrahim'un bu 3. uşaği oldi, bir anlamda het-trick yapti. Neysa, bu tutturdi "Bu haftaki Tirabizonsipor - Fener maçinda Fener'e goli kim atarsa uşağa onun adini koyacağum." Ula etma İbrahim, maç sifir sifir biterse uşağa "Sifir" adını mı verecesun. Ya Fener kendi kalesine gol atarsa? Tirabizon'da bir tane Buruno Alves'un dolaşmasi ne kadar sağlukli olur! Daha da kötüsi, top hakeme çarpup Fener'un kalesine girersa kuçucuk uşağa Cuneyit Çakır mi diyeceksun? İnsan öz evladuna buni yapar mi?

10 Aralık 2015 Perşembe

43. Altun Hamsi Ödülünuzi nasi alurdunuz?

Kuçucuk burjuva sanatçisi bilinçli bir halk topluluği istemez. Vasati 40 çöplük bu güruh örgütli, bilinçli ve kaliteli şeyler tüketen bir halkun kendisine tekmeyi basup tarihun çöp tenekesine postaliyacağini bilur. Çunki o zaman bular filim çekemez, köşe yazisi yazamaz, iktidara gelemez, müzisyen olamaz, şarki söyleyemez, adalet dağitamaz. Hiçbir fuşki yiyemez. 

Evrensel kibar orospi para

Göte Faust’ta, Şekispir de Atinali Timon'da paranun özüni çok güzel açuklar.
Ben çirkinim, ama en cüzel kaduni satun alabilurum. Demek ki ben çirkin değilim, çunki çirkinluğun köti etkisi para tarafindan yok edilmiştur. Ben namussuz, vijdansuz, kafasuz bir insanim, ama para saygindur, o halde sahibi de saygindur. En basit imla kuralini bile bilmem ama Roleks’i basturdum mi en kiralina yazi yazdururum. Para imara kapali arsaya gökdelen dikturur. Hirsuzlara, milletvekilleri arasinda yer, saygi ve dokunulmazluk kazandurur. Para, insanun tüm yeteneksuzluklerini örter. İnsanı aslinda olmaduği bir şey durumina geturur: yani oni kendi karşutina dönüştürür.
Para, her şeyi karişturup değişime soktuğina göre, dünya, tüm doğal ve insanal niteliklerun karişuk olduği, yer ve görev değişturduği bir dünyadur. Paranun katalizör olduği hiçbir şey, hiçbir duygu saf ve sahici değildur. 
Sevgi kelebeği geldi hanuum
Eğer sen insan evladini insan olarak ve onun dünya ile ilişkisini de insanal bir ilişki olarak görürsen, sevgiyi ancak sevgi ile, güveni ancak güven ile değiştirebilursun. Eğer sen karşulukli sevgi uyandurmadan seversen, yani sen kenduni sevilen insan durumuna dönüştürmeyisan, senin aşkun da bir mutsuzluktur. Ondan sonra gelsun Tuna Kiremitçi, gitsun Ahmet Altan... Mikros’tan bulaşuk teliyle birlukte alduğun aşk kitabindan aşki öğrenmeye kalkarsun. Bulaşuk teliyle tencerenun, tavanun yağini, kirini çikarabilursun ama metalaşmiş ruhlarun yaği kiri ne olacak? Evrensel kibar orospi, insanlarun ve halklarun pezevengi olan para toplumsal yaşamdan, ilişkilerden el ve eteğini çekmeduği sürece uşaklar ve paçilar birbirlerini tertemiz ve karşiluksuz öpemez.

Uykusuz 432


8 Aralık 2015 Salı

Unutmayı unut

"Kimse bana unutmayı öğretemez" diyor ya Alex, Michele "Beni unut" dediğinde... Herkes kendi meşrebince bir şeyleri unutmamalı. Marketten alacağın beyaz peyniri unutursan sorun yok ama iyi bir beyaz peynirin tadını unutursan fena. İneğin yediği egzoz kokusu sinmemiş otun, otun dönüştüğü tertemiz sütün, kaymağın ve iyi bir salamurayla demlenen peynirin oluşturduğu o tadı unutmamak lazım. İsteyen bununla beraber, "özel mülkiyet belası yeryüzünden sökülüp atılmadan insan evladına huzur yok"u da unutmaz, sevdiği insanı da, çalınan kupanı da... Uzat uzatabildiğin kadar. İyi bir peynir gibi...  

1 Aralık 2015 Salı

Sokak çalgıcıları

Bu müzisyen kardeşlerimize İstanbul’un hemen her semtinde rastlayabiliriz. Taksim’de metro duraklarında... Tünel'de, İstiklal’de, Kadıköy Bahariye’de, Bakırköy’de, Beşiktaş’ta... Kim bilir Anadolu’da başka nerelerde çalıyorlar. Dilenmiyorlar... Büyük bir saygıyla ellerindeki enstrümanları çalıyorlar. Akordeon, bağlama, gitar, flüt, kanun vs. Onlarca kapı gıcırtısı sesli, Türkçe kaçkını, berbat ayıyı ve kevaşe kadını dinliyor ya da dinlemek zorunda kalıyoruz. Asıl bunları dinlemek lazım. Bir paket sigara parası da onlara verip. Çaktırmadan ama, incitmeyerek... 

Star hamuru ve Özge Gürel

Üç dört aday oyuncu arasından Serkan Acar'la birlikte Özge'yi seçtiğimizde yakın zamanda starlık mertebesine ulaşacak bir oyuncuyu da seçtiğimizi bilmiyorduk açıkçası. Bizum Hoca filmindeki Kardelen rolünün hakkını vererek oynadıktan sonra Muhteşem Yüzyıl'da, Med Cezir'de ve arkasından geniş kitlelerin onu tanıdığı Kiraz Mevsimi'nde oynamaya başladı. Bu gece Bizum Hoca Kanal D'de oynarken bir kez daha fark ettim ki rolün büyüğü küçüğü yok; aslında 4-5 sahnesi vardı filmde Özge'nin ama en akılda kalan karakterlerden birisi de o olmuş.