20 Kasım 2024 Çarşamba

Carl Gustav Jung, "Ancak yalnız kalabilen insan özgür olabilir; yalnız kalamayan insan ise sadece kalabalıklarda kaybolur."

 
Yalnızlık üzerine daha önce blogda yazdığım bir sürü güzelleme var; Tarkovski, Can Yücel vs vs. Fakat yalnızlık, insanları imrendirerek olunabilecek bir durum değil. Yaşarsın, öğrenirsin ve bir şeye dönüşürsün, o olduğun şey, yalnızlığı değerli buluyorsa senin için yalnızlık kendini geliştirdiğin bir yaşama biçimidir. Bunu bir sosyal fobi, korku kaynağı olarak gören insana ciltler dolusu yalnızlığı öven kitap ve şiir okutsan, gece gündüz Tarkovski, Kobayaşi filmleri seyrettirsen neye yarar.
"Yalnızlığım, pasaklı kontesim.", "Kendinizi, kendinizle vakit geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin." ve kendinize iyi bakın. 

Zayıflayınca bir şeye benziyormuşum ama neydi, hah buldum; Jean Reno


Fırt, daha muhalif olan Gırgır’a göre biraz daha soft idi. Ama şu an ülkede Fırt’ın muhalifliğinin yarısını bile yapacak bir mizah dergisi, TV programı, dizisi, filmi, internet sitesi vs yok.


Tam 19 yıl olmuş. Paradan atılan 6 sıfırı geri aldık. Laz Kapital’i ilk Küstah’ta yazdığım için yeri bende çok ayrıdır


Milyonlarca Türk kendini yüksek zekalı zannetsin diye dev hizmet!


19 Kasım 2024 Salı

Kapitalizm sağlığa zararlıdır.


İflah olmaz bir hayalperest olacaksın, ama hemen gerçekleşmeyen hayallerin sana acı vermeyecek!


1982 Anayasası hazırlanıyordu... Yaşım 18; seçme ve seçilme hakkım yoktu ama Oğuz Aral'ın bebelere güvenmesi sayesinde, toplum olarak hala üzerimizden çıkaramadığımız deli gömleği 82 Anayasası'nı eleştirme hakkım vardı.

La Zeki, bunlar ne ki! Daha çok şey var aklımda, yazıp, çekeceğim.

Hacı Cavcav yatar bu Hacı yatmaz!


Mike Tyson para için kendini bozdu


İsveç’te bir köyün ve mezarlığın adıymış. Babamın öldüğü yaşa kadar yazıp, çizip, çekeceğim. Ölmemvalla!


Salih Sali’dan dan dan!



Sanat Tarihi derslerine girememiştim ve sınıfta kalacaktım. Finale 3 gün kala bir kapandım, Goya, Lautrec, Manet, Monet, Picasso, El Greco, Velazquez… alayını tarihsel bağlamlarıyla yalayıp yuttum. Modernde biraz zayıfım ama klasik ve çağdaş sanatta 10 numarayım.


“Hepimiz aynı gemideyiz” de diyebilirdin ağam!


HZİ Vakfı Kurucusu ve Sümerolog Çığ

O hafta Nokta Dergisi sayesinde haberimiz oldu ve arkasından tutuklular üzerinde her türlü ilacın denendiği klinik bombalandı. Gırgır’da esprisini de bulduğum bir karikatürüm olduğunu hatırlıyorum. “Sosyalistlik hastalıktır ve tedavi edilebilir” diyordu ablamız ve kardeşi. Sonra Cumhuriyet’teki röportajla meğer ağabeyinin köklerinin CİA'e kadar dayandığını ve emperyalist Batı'da insanların denek olarak kullanılması zorlaşınca gelip 12 Eylül faşist yönetimiyle, “Komünist tutuklular üzerinde bildiklerimizi deneyelim” diye anlaştıklarını okumuştum. 
CIA bağlantılı HZİ (anne ve babalarının isimleri Hamide ve Zekeriya İtil'in kısaltması) Vakfı kurucusu Muazzez İlmiye Çığ'a, "Vakfın, Mamak, Metris, Erzurum hapishanelerinde devrimci tutsaklar üzerinde farmakolojik deneyler yaptığı hatırlatılınca, sinirlenmş ve “Bilimsel deney bu, sonucunu bilemeyiz. Zarar da görebilirler tabii. Ay'a gidenin dönmesi garanti mi?” diye bilimsel bilimsel savunmuştu insanların komünist olmasını engelleme yolundaki ulvi ilaç çalışmalarını.
Fakat kimsenin gerçekte ne olduğu ile ilgisi yok, “O bizim tarafta, savunmalıyız!” diye hareket ediyor insanlar.

O, ailemizin en akıllısıydı kızım!


Gırgır’dan!