30 Nisan 2017 Pazar

Gırgır kapakları

Kapağın esprisi benim, çizgisi Şevket Yalaz'ın. Ecevit'in yerine Kılıçdaroğlu'nu siz mi koyarsınız ben mi hatırlatayım? "Özal'ın yerine de Binali Yıldırım'ı düşünün" demeyim artık, 

28 Nisan 2017 Cuma

Muchos gracias Messi

Senin bu takıma (Real Madrid'e) yaptıklarını, Franco, Katalanlara yapmadı. (Franco'nun öldürdüğü bütün sosyalistleri saygıyla anarak...)

Bi arkadaşa bakıp çıkıcam

Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. / Joe Luis Barrow

27 Nisan 2017 Perşembe

Oku bakıyim...

Iraklı kitapçılar geceleri kitapları dışarıda bırakırlarmış. Soranlara da şu cevabı verirlermiş, ''Okuyanlar çalmaz, hırsızlar da okumazlar.'' (Twitter alıntı / Lokman Karadağ)

25 Nisan 2017 Salı

Küçük rollerin rollerin büyük... öhöm...

Yeğenlerim, Sümela'nın Şifresi Cünyor Temel filmini sinemada seyrederken çekmiş. "Küçük rol yoktur, büyük oyuncu vardır." diyeceğim ama yazdığım filmlerde ya vurulup duruyorum, ya dünyanın en münasebetsiz sorularını soruyorum. Dur bakalım elbet kendimi ispatlayacağım bir rol yazacağım. 

24 Nisan 2017 Pazartesi

Rönesans tablosu musun?

Hediye / Füruğ Ferruhzad

ben gecenin sonundan söz ediyorum
ben karanlığın sonundan
ve gecenin sonundan söz ediyorum

evime gelirsen eğer sevgili bana bir ışık getir
ve küçücük bir pencere oradan
mutlu sokağın kalabalığını seyredeyim.

23 Nisan 2017 Pazar

Laz Marks Emice bi kez daha diy ki;

Habu Rosario ne güzel bi şehirdır ki bize hem Che Guevara'yi hem de Messi'yi verdi.

18 Nisan 2017 Salı

Gırgır'dan

Espri benim, çizgi Şevket Yalaz'ın, keyif sizin. İster gülün, ister geçin...

17 Nisan 2017 Pazartesi

Mikrofonlar Hannibal'de...

Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol açacağız! (Fotoğraf: Tribün Dergi)

8 Nisan 2017 Cumartesi

Dozer gibi oyna, Kazım gibi sev


7 Nisan 2017 Cuma

Raineeeer Werneeeeer Fassbindeeeeer

Ana ve babası "öyle bir isim koyalım ki slogan gibi olsun" demiş olmalı. Yoksa böyle bir armoni, ahenk tutturulabilir mi? Sanki tribündeymişim de sürekli Rayneeeer Verneeer Fasbindeeeer diye tekrarlayasım geliyor. 
Fassbinder de sürekli bir temayı tekrarlıyor; iktidar meselesini. İktidarı sadece üretim araçlarını elinde tutan sınıfın politikalarında değil, ikili ilişkilerin göbeğinde de sorguluyor. 
İlk seyrettiğim filmi 'Korku Ruhu Kemirmek'ti. Kemirmek önemli, çünkü bir göçmenin Almanca 'kemirir' diyemeyip 'kemirmek' demesi söz konusu burada. Taraflardan birinin sevgisinin diğerinden daha fazla olduğu ilişkilerin nasıl bir sömürüye dönüştüğünü anlatıyor. Biraz çalakalem, biraz sallapati gibi duran biçim, siyaseten doğru ve cesur içerikle birleşince Fassbinder'in filmleri başka bir şeye dönüşüyor. Çok kuvvetli ve başka bir sahicilik kazanıyor. 
Sartre'ın, Hepimiz Katiliz kitabında Fransa'nın, Cezayir işgaliyle ilgili olarak, "Sömürgecilik bir sistemdir ve hepimiz katiliz" diyerek Fransa'yı karşısına almaktan korkmaması gibi Fassbinder de Beyaz Almanlardan, hayatın her alanından bir sömürü damıtmaya çalışanlardan korkmuyor. 
Fassbinder, filmlerinde sömürüye konsantre olduğu için iki insanın ilişkisinde de iktidar ile birey arasındaki ilişkiye paralel yön bulabiliyor. Ama 'her şey boş, aşk filan yok' demiyor. Sevgideki eşitsizlik halinin yaratacağı tehlike olarak ele alıyor iktidarı. 
Babamla bir Trabzonspor maçı seyrediyorduk. Fatih Tekke hiç zahmete girmeden, kendisini zorlamadan pıt pıt diye gol atıyordu. Bir başkasının yerlerde yuvarlanmasını, uçmasını gerektiren pozisyonları neredeyse hareket etmeden gole çevirdiğini gören babacığım, "Ne kolay gol atıyor yahu, ben de atarım bu kadar gol" demişti. Eğer bu kadar zahmetsiz ise futbol oynayabileceğini düşündürtmüştü Fatih Tekke ona.  
Kısacık hayatında, arkasında dev stüdyolar, paralar olmadan, büyük prodüksiyonlara ihtiyaç duymadan sürekli film çekti. Her şeyin ötesinde kimsenin söyleyemeyeceği şeyleri söyledi. Bana da şu iki sene içinde babam gibi "Lan bu kadar kolaysa ben de film çekerim" dedirtti. Rayneeeer Verneeeeer Fasbindeeeeer, Rayneeeer Verneeeeer Fasbindeeeeer... Aha, yine dilime dolandı... ("Kıskananlar çatlasın, kıskananlar çatlasın" müziğiyle söylüyoruz yalnız, yanlışlık olmasın.)

Laz Marks diy ki;

Darwin haklidır, insan hayvandan türemiştır. Ama maymundan değil, hamsiden türemiştır. "Niçın artuk hamsiden insan türemiy?" demayın, hamsi artuk evrimini tamamladi. Pirakın yakasini, bi güzel buğulama yapıp yiyın oni.

6 Nisan 2017 Perşembe

Bu gala daşlı gala

Trabzon galası çok güzel geçti. Ama kötü geçen gala hatırlamıyorum ki. Demek ki tam da bir ölçü değil galadaki kalabalık ve coşku. Hafta sonu belli olur. Biz yukarıdakilerin (Timur Ölkebaş, ben, Salih Kalyon, Seymen Aydın ve Eren Hacısalihoğlu) kararı belli; komik ve iyi bir film yaptık.

İyi ki doğduuum beeeen!

Bu yıl ilk defa bir şey denedim. Doğum günümü filmimizin galasına denk getirdim. Küçük bir aksaklık dışında (Dev pastanın üzerinde benim değil, Sümela'nın Şifresi-3 Cünyor Temel filmimizin fotoğrafı vardı.) her şey iyiydi. İki işi bir arada çıkarınca size de büyük kolaylık oldu, "İyi ki doğdun Yılmazcığım", "Film hayırlı olsun abi" diye ayrı ayrı aramak zorunda kalmadınız. Şimdi önümüzdeki yıl başka bir şey deneyeceğim. 5 Nisan doğumlu bir kadınla 5 Nisan'da evleneceğim. Ooooh, gel keyfim gel. Yaşgününü unuttum, evlilik yıldönümünü hatırlayamadım, şu bu derdi yok. Size de şahane bir kolaylık olacak, bir telefonla yıllık bütün kutlamaları halledersiniz. Şaka bir yana, akraba, dost, uzak yakın demeden arayan, yazan doğum günümü kutlayan herkese teşekkürler. "Ulan hatırlanmak madem bu kadar güzel bir duygu yaşatıyor, sen niye arkadaşlarını, dostlarını daha sık arayıp sormuyorsun?" Bunu kendime söylüyorum, siz üzerinize alınmayın.

4 Nisan 2017 Salı

Senaristin Günlüğü-22

Yıl 2009, yer Üçgen Yapımevi. Adem Kılıç, rüyasından bahsediyor bana. Ben de sürekli o rüyadan görüyorum diyorum ve "Sümela'nın Şifresi Temel"imizle yola koyuluyoruz. Şimdi 3. filmimizle Trabzon'da görücüye çıkıyoruz. Önce Trabzon, sonra Karadeniz ve sonra tüm Türkiye beğenisini göstermişti ilk iki filmimize. Yine umut doluyuz. Bana kalırsa bu film serinin en iyisi, ama bana kalmıyor tabii. Halkımız karar verecek.

Dali Harikalar Diyarında

Salvador Dali, Lewis Carrol'ın 1865 yılında yayınlanan "Alice Harikalar Diyarında" kitabını 1965 yılında resimlendirmiş. 13 desenden bir tanesi bu, adı 'Istakoz quadrillo'

3 Nisan 2017 Pazartesi

1 Nisan 2017 Cumartesi

Güzel sinemacı abilerden Frank Capra

"Sadece cesurlar film yapmalıdır. Ancak yürekli olanlar karanlıkta 2 saat boyunca dostlarıyla konuşmayı başarabilirler"