Necati Hoca, ekonomik krizin ‘pierosu’na bakıyor…
Bizim Necati Hoca mahallelinin aklına takılan her meseleyi kendince açıklamaya çalışan, lafını esirgemeyen, bilgili ve her Karadenizli gibi esprili bir insan... Cemaat, bu kez hocaya ‘ekonomik krizi’ sorunca hoca hemen krizin pierosuna baktı. Piero nedir diye soranlara not; Şansal Büyüka’nın Maraton’da kullandığı, topun kale çizgisini tamamen geçip geçmediğini tespit eden elektronik ölçüm programı. Necati Hoca’nın tespiti; “Ekonomik kriz, dünya halklarinun çizgisini alttan ve üstten tamamen geçmiştur.”
Kuymak gazileri!..
Kuymakla kahvaltı yapmak, sonra öğle vakti yine kuymak yemek, akşama bol tereyağlı bir kuymak daha yemek çok keyifli. Ama bir Trabzon atasözü ne der; Bıldırki kuymaklar, öğleden sonra tırmalar…” Fotoğrafta sabahın köründe koca bir tava kuymağı çiğnemeden mideye indiren Adem Kılıç, Alper Kul, Ruhi Sarı ve Turgut Yasalar’ı Trabzon Havlimanı’nda pert vaziyette görüyorsunuz. Beni soracak olursanız, ilk defa geç kalkmam bir işe yaradı. Kuymak gazisi olmaktan yarım saat farkla yırttım.
Şota Kasımpaşa’yla değil, Temel’le anlaştı!..
Medyada, “Kayserispor’dan istifa eden Şota, Kasımpaşa ile anlaştı” diye haberler çıkıyor ama bu doğru değil. Çünkü Şota, Moskova’nın Şifresi Temel filmiyle anlaştı. Yani bizim kadrolu oyuncumuz oluyor kendisi. Fotoğrafta küçük oyuncumuz Şota’yı, (Hasan Kaplan’ı) dedesi Necati’nin elini öpüp, harçlığını kapmak üzereyken görüyorsunuz.
Cennetin provası; Uzungöl
Fonda Uzungöl… Önde iki güzel ve iyi oyuncu… Masada kuymak, mısır ekmeği, Tonya tereyağı, fasulye turşusu, Rize kavurması ve şöyle taze ve demli bir çay olunca fotoğraf inanılmaz güzellikte oluyor. Bu sahneyi çektiğimiz gün ciğerlerimize depoladığımız oksijeni çok idareli kullanıyoruz. Ekip arkadaşlarımı bilmiyorum ama ben hala o nefesi alıp veriyorum.
Hayvan Laurus Ansiklopedisi / Hayvanları Tanıyalım
Çok ilgi gören ilk teaserımızda Turgay, Sinan ve Cemil’e hayvanları anlatıyordu. Fakat Sinan’ın ‘eşekarısı’nda hayal sınırları zorlanıp, sigortaları atınca ders yarım kaldı. Turgay derse devam etseydi, şu hayvanların kökenlerini de anlatacaktı; Çoban köpeği, deniz anası, Afgan tazısı…
La Demel, kurşunların önine bunun içun mi atladun?
Zuhal için kurşunların önüne atlayan Temel, Abromoviç’i yakalamak için Moskova’ya gider ama başına bir sürü olay gelir. Fotoğrafta bu olaylardan bir tanesini görüyorsunuz. Eminim binlerce erkek, “Lan böyle olaylar benim de başıma gelsin” der. Ama bir Karadeniz kızı olan Zuhal, bunun hesabını Temel’den sorar ve burnundan getirir. Zuhaliniz varsa, boşuna böyle hayal kurmayın.
Trabzon dolmuşları
Trabzon’un en karakteristik yanlarından biri de şehirdeki ana ulaşımı sağlayan dolmuşlardır. “Sümela’nın Şifresi Temel filminde neden bir dolmuş sahnesi yoktu?” diye eleştirmişti bizi Trabzonlu dostlarımız. Moskova’nın Şifresi Temel’de bunu dikkate alarak bir dolmuş sahnesi koyduk ama akla karayı seçtik tabi. Dolmuş sahnesi için kiraladığımız minibüse binip, “La al şurdan bi dane Beşirli…” diye para uzatan hemşerimize, “Abi bu bir yere gitmiyor, film çekiyoruz.” dememize rağmen laf anlatamadık. “Ben anlamam, minibus değil misınız, beni göturecesunuz.” diye inat etti. Sahneyi çekip abiyi Beşirli’ye götürdük.
Songül İsrafil
Temel’in arkadaşlarından Cemil’i oynayan İsrafil Köse’yi uzun yıllardır tanırım. Emret Komutanım dizisinde İsrafil’in oynadığı Laz Cemal sahneleri genelde hep bana gelirdi, Karadenizli olduğum için. Sevgili İsrafil’e, başını Serdar’ın çektiği bir oyun düzenledik. “Cemil’le birlikte yeni karakterimiz Songül’ü de sen oynayabilirsin.” dedik. İsrafil önce bir olmazlandı ama rol iyi ve komik olduğu için oyuncu dürtüsüyle ‘olabilir’ cevabı verdi. Fotoğrafta İsrafil’i, Songül’ü çok iyi oynayacağını bize ispat etmeye çalıştığı provalarda görüyorsunuz. Sonuçta Songül’ü Gülden Güney, Cemil’i de İsrafil oynadı… Fakat bir gerçek var ki, İsrafil’in Songül’ü, tavuğu bile yumurtadan keser.