31 Ekim 2016 Pazartesi
24 Ekim 2016 Pazartesi
Biz ne yapıyorduk?
Sümela'nın Şifresi-2 Temel filmimizin bazı sahneleri Trabzon yaylalarında geçiyor. Zaten sisli, puslu olan coğrafyamız bu mevsimde iyice Tarkovski setlerine döndü. Biz gişe filmi çekerken ortam sinemanın büyük yönetmenleri Angelopulos-Tarkovski-Bergman'ın arayıp da bulamadığı atmosferde olunca haliyle kafamız karışıyor. Sisler dağılınca, "Biz ne yapıyorduk yahu?" dediğimiz oldu.
22 Ekim 2016 Cumartesi
Fasulye Sinema Kulübü 2 eksikle hazırdır
Sümela'nın Şifresi Temel filminde tanışan ve o günden beri düzenli olarak her hafta buluşup film seyreden ekibimiz, bir Sümela'nın Şifresi Temel filminde daha bir araya geldi. Eksiklerimiz var tabii ki; Kurucu üyemiz ve başkanımız Turgut Yasalar ve Ahmet Can Çakırca yok. Biz onların yerine köfte de yiyoruz, hamsi de...
21 Ekim 2016 Cuma
20 Ekim 2016 Perşembe
19 Ekim 2016 Çarşamba
İsrafil Kösesiz ilk çekim
Bugün Sümela'nın Şifresi-2 Temel filminin ilk çekim günüydü. Biraz da erken kalkmanın verdiği uykulu psikolojiyle, çekimler sırasında İsrafil'in bir yerlerden çıkıp geleceğini düşünüp durdum. En küçük molada bile bir köşede uyuyabilecek yetenekteydi ama kendisinin sahnesi olmadığı günde bile herkesten erken gelip, herkese çay da getirebilirdi. Ruhunu egodan ve stokçuluktan arındırmış bu güzel kardeşimiz bir yerlerden bizi seyrediyor mu bilmiyorum, ama arkadaşları onu hiç unutmayacak.
12 Ekim 2016 Çarşamba
9 Ekim 2016 Pazar
Gırgır kapakları
Sevdiğim kapak esprilerimden biriydi; çünkü YÖK Başkanı İhsan Doğramacı'yı bir öğrencinin (ki ben de o sıralar bir üniversite öğrencisi olarak Doğramacı tarafından doğranıyordum) ve Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu'nu da bir emekçinin sırtına Notre Dame'ın Kamburu olarak yerleştirmiştim. Gürcan Özkan da bir güzel çizmişti. Tabi bütün bunlar eskide kaldı, artık kimsenin kamburu filan yok. Türkiye cennete döndü, az sonra da Huri'ler eliyor.
8 Ekim 2016 Cumartesi
Çooook Yakın Plan
Messi’nin futbol becerisi için, "telefon kulübesinde bile adam çalımlar" denir ya, ben de Abbas Kiyarüstemi’nin sineması için, "telefon kulübesinde bile film çekebilir" diyorum. Temmuz ayında kaybettiğimiz senarist, yönetmen, kurgucu, sanat yönetmeni, yapımcı, şair, fotoğrafçı, ressam ve grafik tasarımcısı (biraz Cırcır Böceği Muhlis’in kartviziti gibi oldu ama öyle) büyük usta için bir diğer ustanın sözünü nakledelim; "Sinema D.W Griffith ile başlar, Abbas Kiarostami ile biter." - Jean-Luc Godard
5 Ekim 2016 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)