16 Temmuz 2012 Pazartesi

Senaristin sette ne işi var?

1995'de İnce İnce Yasemince'yle televizyon dizisi senaristliğine başladım. 20 civarında dizinin senaristliğini yaptım, ama bir iki dizi dışında (o da seti ziyaret etmek için) setlere uğramadım. Senaryoyu yazıp yapımcı firmaya yolladıktan sonra benim işim bitiyordu. Fakat "Sümela'nın Şifresi : Temel" ile başlayan süreçte her an, her saniye Adem Hocanın yanında oturdum. Birincisi, çok sevdiğim Karadeniz'de, Trabzonsporumun yuvası olan Trabzon'daydım. (Benim Trabzon sevgim Trabzonspor'dan kaynaklıdır. 61 yazan plaka gördüğümde bir Trabzonlu gibi heyecanlanmam ama bordo - mavili formayı tünelin ucundan görünce sevdalımı görmüş gibi olurum.) İkincisi, Temel karakterini Adem Kılıç hocayla birlikte yarattığımız için onun her aşamasında birlikte olmaya alışmıştık zaten. "Sen de gel Trabzon'a..." dediğinde bir saniye bile düşünmedim. Ve ne kadar iyi ettiğimiz geçen sene zaten ispatlandı. Senaryoda en ufak bir değişiklik gerektiğinde, hemen yanlarında olduğum için reji grubunun da çok hayır duasını aldım. (Sanıyorum. :))

1 yorum:

  1. arkadaş sohbetlerinde ikincisi vizyona girse de izlesek diyoruz. büyük bir merakla bekliyoruz.

    YanıtlaSil