14 Ekim 2012 Pazar

Senaristin Günlüğü 41

Cennetin provası; Uzungöl
Fonda Uzungöl… Önde iki güzel ve iyi oyuncu… Masada kuymak, mısır ekmeği, Tonya tereyağı, fasulye turşusu, Rize kavurması ve şöyle taze ve demli bir çay olunca fotoğraf inanılmaz güzellikte oluyor. Bu sahneyi çektiğimiz gün ciğerlerimize depoladığımız oksijeni çok idareli kullanıyoruz. Ekip arkadaşlarımı bilmiyorum ama ben hala o nefesi alıp veriyorum.

3 yorum:

  1. Karadeniz turundan yeni dönmüş biri olarak, çok etkilendiğimi belirtmek isterim. Fıkraların gerçekten yaşanmış olaylar olduğunu ve Karadeniz insanının gri hücrelerinin başka bir frekansta çalıştığını gördüm ve hayran oldum. Bu arada kendini beğenmiş gibi görünmek istemem ama bende bir Karadenizliyim. Bloğumda bu seyahatin yazısı var. Yorumlarınızı beklerin efendim :)
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. İlginize teşekkür ederim. Karadenizli olmanın getirdiği olumlu / olumsuz özellikleri doğru yerde kullanıyorsanız şanslısınız. :) Ben şnslılardanım. Bu arada, Karadeniz gezinizle ilgili yazıyı bulamadım.

    YanıtlaSil
  3. Benim ailem bile tek başına Karadeniz fıkraları kitap ciltleri konusu olabilirler.
    Örnek olması açısından; yengem birgün anneme gelip, arabada bir kişilik yer olduğunu ve Ankara'da bir merkezin anjio da %50 indirim yaptığını, oraya gidip bu indirimden faydalanacaklarını söylemişti. 3 kişi gelip Ankara'da anjio olup döndüler :)
    Bu arada blog arşivimde Eylül ayı içerisinde yer alıyor Karadeniz yazım. Karadeniz'den Dönüş başlıklı. İlginize ayrıca ben de teşekkür ederim. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil