24 Şubat 2017 Cuma

Sidikli kontesim ve Tarkovski

Emeğin yerine yüce değer olarak kiliseyi koymasına rağmen sinema tutkusu, büyüleyici görselliği ve alçakgönüllülüğüyle büyük bir sinemacı ve iyi bir insan olan Tarkovski, satır aralarında diyor ki, "Sidikli kontesinizin kıymetini bilin"  
Soru - İnsanlara ne söylemek istersiniz?
Andrey Tarkovski - Bilmem… Sanırım yalnız olmayı öğrenmeleri gerektiğini ve kendi başlarına mümkün olduğu kadar çok zaman geçirmek için uğraşmalarını söylemek isterim. Bugünün gençlerinin hatalarından biri gürültülü, bazen neredeyse agresif etkinliklerde bir araya gelmeye çalışmaları. Kendini yalnız hissetmemek için bu başkasıyla beraber olma arzusu bence çok talihsiz bir gösterge. Her insan çocukluktan itibaren kendiyle zaman geçirmeyi öğrenmeye ihtiyaç duyar. Yalnız olması gerekmez ama kendiyle kaldığında sıkılmamalıdır. Kendi kendine kaldıklarında sıkılan insanlar bana, kendilerine verdikleri değer açısından bir tehlikenin içindeler gibi gelir.

No panik Fırat, no panik!

Hemen paniğe kapılma Fırat. Belki çok iyi futbol oynuyorsundur... (Ki kısa boyluların çok iyi top oynadığı vakidir) Belki karikatür çizip iyi bir mizah yazarı olacaksındır... Belki eğlenceli bir insan olup sevileceksindir. Dur ulan hemen niye ortalığı velveleye veriyorsun, bekle bir hele. Kendimden biliyorum; Baattin ve Tahsinler maceranın sonunda yeniliyor, Melisler ve Ilgınlar senin oluyor.

23 Şubat 2017 Perşembe

Barselona aşktır-3

 
 
 
 
Sondaki sözümü başta söyleyerek gireyim 3 numaralı Barselona aşktır yazıma; Katalan burjuvası Gaudi'yi yaratmış, bizim burjuvamız Ali Ağaoğlu'nu. Fark bu ne yazık ki.
Gaudi'nin, Barselona şehrine yaptığı katkıyı bilenler bilir, bilmeyenler de küçük bir internet gezisiyle öğrenebilirler. İnternette rastlanamayacak duygulardan bahsedeceğim; bir çocuğun, küçük kovası ve küreğiyle iştahla yaptığı kumdan kuleler gibi mi desem, bir çikolata ve şekerleme fabrikasını 6 yaşında bir çocuk yönetse neler olurdunun cevabı mı desem, birkaç hafta önce yazdığım 'tutku'nun bir şehirde cisimleşmiş hali mi desem, yoksa Yüzüklerin Efendisi seti gibi mi desem? Öyle bir disiplin oluşmuş ki şehirde, Gaudi'den sonra gelenler de bu masalsı havayı koruyup bugün aşık olduğum şehri yaratmışlar.

Senaristin Günlüğü-15

3 Laz bir bisiklete nasıl biner? 2 öne 1 arkaya. (Oğuzubillah ve Cünyor Temel önde, Şota arkada) 

Sümelanın Şifresi 3: Cünyor Temel - Kamera arkası

21 Şubat 2017 Salı

Uykusuz 495


Barselona aşktır-2

Gördüğüm, uzun ya da kısa yaşadığım şehirlerden örnek vererek bir Barselona tarifi yapayım; Orta boy kaotik ama cazip bir İstanbul'u alıyoruz, 250 gram dingin ve durağan İzmir ve yarım kilo Birleşmiş Milletler binası gibi onlarca ırktan insanın yaşadığı Amsterdam'la karıştırıyoruz. Bir tutam insana güven veren Viyana ve bir çay kaşığı kadar zengin ve burnu büyük Münih ekliyoruz. Hafif ateşte karıştırıp üzerine hala sosyalizmin izlerini taşıyan (geniş sokak ve caddeleriyle) Moskova döküp servis ediyoruz. (Fotoğraf: La Sagrada Familia)

İmkansız olan şeyler vardır, bilirsin

"İmkansız olduğunu bilmiyorlardı, bu nedenle başardılar." / Mark Twain 

20 Şubat 2017 Pazartesi

Barselona aşktır-1

Sayfamda sanırım aylarca Barselona geyiği yapacağım. 1 ay bedelli askerlik yapıp 12 ay anlatan görgüsüzler gibi olmayayım ama Barselona öyle böyle değil. Her şeyi çok detaylı anlattığımda zaten hak vereceksiniz. Yeğenimle birlikte Miro Müzesi'ndeki sergiyi gezerken hediyelik eşya satan reyonda durdum ve "Ustanın çizdiği 1982 Dünya Kupası'nın deseni var mı?" diye sordum. Herif bilmiyorum dedi. Sen kalk Türkiye'den gel, Miro Müzesi'ndeki görevliye, Miro'nun, 82 Dünya Kupası desenini çizdiğini öğret. Tey tey tey...

16 Şubat 2017 Perşembe

Senaristin Günlüğü-14

Allah Allah!.. Daha yeni çektiğimiz sahne hemen youtube'a, facebook'a düşmüş. Bayağı bir ilgi var demek ki. / Sümela'nın Şifresi-3 "Cünyor Temel"

14 Şubat 2017 Salı

Senin dönerine mi kaldım?

Lan eşimi ve sevgilimi birlikte senin dönerci dükkanına getirecek kadar ultra-mega bir ikna kabiliyetim olsa senin dönercine gelip pilav üstü döner mi yerim? Gidip banka kurarım, ne biliyim siyasi parti kurarım... Bende bu ikna yeteneği varsa bankayla milletin paralarını toplar, partiyle de ilk seçimlerde % 60 oy alıp iktidara gelirim.

Zeki Yavru fiyatına Lionel Messi

Yarın gece yeğenimle Barcelona yolculuğumuz başlıyor. Camp Nou'yu tavaf edip Messi'yi göreceğiz ve hacı olacağız. Bir meslektaşıma "4 gün yokum, Barcelona'ya gidiyorum" dediğimde, "Ooo yakışır abime." diye karşılık verdi. "Yok yahu" dedim, yeğenimin işbilirliği ve iyi programlaması sonucu çok ucuza geldi. Bir ay öncesinden otel rezervasyonunu, maç ve uçak biletlerini halledince sanki Trabzon'a maça gidiyormuşuz gibi olduk. Yani senin anlayacağın, Zeki Yavru fiyatına Lionel Messi izleyeceğiz. Sümela'nın Şifresi Temel'in meşhur repliğiyle cevapladı, "Oyle diyince mandigli geldi."

Laz Marks Emice sevgililer günü için der ki;

Uşaklar, paçilar... kapitalistlerın dayattuği kokilara, takilara takilmayın, sevdığınızın dudağindan öpun yeter. Taksitli öpmayın ordan da vadalanursunuz. Peşin takilın.

12 Şubat 2017 Pazar

Senaristin Günlüğü-13

Ligin ilk yarısında 10 kişi kalan Gençlerbirliği'nden 1 puanı bile zorlukla alan takımın durumu neden düzeldi? Açıklıyorum; Sümela'nın Şifresi-3 "Cünyor Temel"in çekimleri sırasında kulüp yetkililerine. "Bu böyle gitmez, aha formayı giyip sahaya çıkıyorum." dedim. Yetkililer, "Yapma abi, ilk top kaybında yöre çocuğusun diye yuhalanırsın. Söz veriyoruz, ikinci yarı ölümüne oynayacağız. Sen senaryolarına bak." dediler. Galiba şantajım işe yaradı. 

10 Şubat 2017 Cuma

Fırt kapakları

Diyalektik süreci bile dumura uğratacak bir ülke olduk. 30 sene önce yazılan çizilenler hala tazeliğini koruyor. Yat, tekne ve mücevherde vergi indirimi, ilaç ve gıdada vergi bindirimi. 
Değişmeyen tek şey sömürü ve soygun düzeni
(Espri benim, çizgi Şevket Yalaz'ın)

8 Şubat 2017 Çarşamba

Penguen ve Uykusuz

Mizah dergileri; öyle bir gelenek ki, muhalif olmayanı yaşayamıyor, satamıyor. İktidarlar bir türlü bu dergilere (çok satsa da az satsa da) hükmedemiyor, korkutamıyor. Bir şekilde bir delikten sızıp, halka, gençlere ulaşıyor. Ulan bu dergilerde yaptığımızı neden hayatın diğer alanlarında yapamıyoruz? 

Sümela'nın Şifresi-3 "Cünyor Temel" geliy...


4 Şubat 2017 Cumartesi

Senaristin Günlüğü-12

Cünyor Temel, Oğuzubillah ve Şota, Omar El Kaddouri'nin Trabzonspor'a transfer olacağı haberini alınca hemen Arapça kurslarına yazıldılar. Çünkü tribünden direkt taktik verebilmek için futbolcunun dilini bilmek gerekiyordu. Gerçi El Kaddouri'nin transfer işi yattı ama olsun, bizimkiler mis gibi Arapça öğrendiler.

3 Şubat 2017 Cuma

Bhagat büyüktür Gandi'den

Kendi hayatımla, menafaatlerimle ilgili öngörülerimde tırtın önde gideni olup da siyasi öngörülerimde, siyasi hissiyatlarımda epey isabetli oluşum enteresandır. 1980'lerde bir filmle mi, bir kitapla mı tanımıştım hatırlamıyorum Gandi'yi. Hakkında hiçbir detaylı bilgim olmamasına rağmen Gandi'nin 'pasif direniş' eylemine karşı hep çekimser kaldım, altında bir çapanoğlu aradım. İngilizler Hindistan'ın kanını pipetle emerken bu amca neden bağdaş kurup oturuyor acaba, diye düşünmüşüm herhalde çocuk aklımla. Daha sonra onun emperyalizm ve batı tarafından neredeyse yüceltildiğini görünce iyice emin oldum. Gandi, Hintlilerin gerçek kahramanı değildi. Vardı gerçek kahramanları elbette ama kimdi? Araştırmamıştım açıkcası. Sömürdüğü ülkelerin coğrafi çokluğuna atfen, "Üzerinde güneş batmayan ülke" denilen İngiltere, Hindistan'dan bu bilemediğim birileri tarafından sökülüp atılmıştı.
Adlarını biliyorum artık; Bhagat Singh ve yoldaşları Rajguru ile Sukhdev. Hindistan devrimci mücadelesinin en önemli ayağını oluşturan Bhagat Singh'in hayatını anlatan bir film sayesinde oldu bunlar; Bhagat Singh Efsanesi. Öyle sinema tarihine iz bırakacak bir film değil belki ama elleri öpülesi yönetmen Rajkumar Santoshi elini hiç korkak alıştırmamış ve Gandi'nin neden başta İngilizler olmak üzere sömürgen batı tarafından hep öne çıkartıldığını çok güzel anlatmış.
Filmi ve Hindistan devrim sürecini anlatmayacağım; merak eden seyreder. Ama şunu söyleyeceğim, dramatik bir yapısı olan bir filmin içinde, aniden rengarenk mahalli kıyafetlerle ortalığa fırlayıp müzik eşliğinde dans ederek şarkılar söylenmesi hep yabancılaştırırdı beni. Fakat bu filmin finalinde 3 devrimcinin hücrelerinden darağacına doğru giderken Avaramu tadında şarkı söylemeleri ölene kadar unutmayacağım film finalleri arasına girdi.

2 Şubat 2017 Perşembe

Hadi Siz De Kaçın


Senaristin Günlüğü-11

İki usta oyuncu, bir usta yönetmen aynı karede. Salih Kalyon, Engin Şenkan ve Adem Kılıç 
Bu arada yukarıdan sarkan, Kazak Halk Dansları ekibinin kalpağı değil, boomcumuzun boomu.