"Cumhuriyet tarihinin o zamana kadarki en büyük işçi eylemi 15-16 Haziran 50. yılında. Uzun süredir üzerinde çalıştığım kitap, Ayrıntı Yayınları etiketiyle Haziran ayının ilk haftasında raflarda olacak."
İşçilerin Haziranı / 15-16 Haziran 1970 / Zafer Aydın / Ayrıntı Yayınları, 992
31 Mayıs 2020 Pazar
29 Mayıs 2020 Cuma
20 Mayıs 2020 Çarşamba
19 Mayıs 2020 Salı
18 Mayıs 2020 Pazartesi
Burning, Peppermint Candy, Shi ve Oasis
Bilmeden bu sırayla izledim Lee Chang-dong'un filmlerini. Ve hepsi bir basamak gibi beni Oasis'e taşıdı. Lunaparktaki roller coaster misali Shi ile en üst noktaya çıktım ve Oasis'le yüreğim yarılırcasına boşluğa savruldum. Oasis'ten önce, Oasis'ten sonra diye ikiye ayırıyorum kendimi.
Charlie Chapline çocukluk, Kurosawa gençlik, Kiyarüstemi ve Kobayashi yetişkinlik ve Lee Chang-donk olgunluk dönemimin işaret fişekleridir.
Tarih boyunca aşk üzerine neler yazılıp, çizildi ve bestelendi; Romeo ve Julyetler, Leyla ile Mecnunlar, Love Storyler, Nasıl Yapmalılar, Kürk Mantolu Madonnalar, Selvi Boylu Al Yazmalımlar, resimler, şarkılar, türküler, oyunlar vs vs. Ama genellikle merkeze sağlıklı, güzel, akıllı karakterler koyulmuştur. Lee Chang-dong, Oasis'te bu denklemi bozuyor. "Sadece güzeller, akıllılar, sağlıklılar sevmiyor. Buyurun bir de buradan bakın." diyor ve bizi Sol Kyung-gu'nun Messivari oyunculuğuyla ters köşelerden ters köşelere yatırıyor. Aslında, çocuk kalmış zekasıyla ailesine ve topluma uyumsuz Jong-du ve engelli Gong-ju'nun aşkını anlatmıyor sadece, bizi, kendisini sağlıklı zannedenleri de anlatıyor. Ne kadar acımasız olduğumuzu ve bunu iyilik zannettiğimizi, bize benzemeyenlerin hayatını nasıl kararttığımızı.
Günlerce konuşabileceğim bir güç yükledi bana bu film; Daniel Day Lewis Sol Ayağım ile Oscar kazandıysa (ki çok iyi bir oyuncudur), Sol Kyung-gu da Oasis'te, bütün Oscar ödüllerininin eritilip, büyük bir ödül olarak kendisine verilmesini hak edecek kadar iyi oynuyor Jong-du'yu. Ya da Oscar'ı filan umursamamak, kendi Ocarlarını dağıtacak kadar sinemayı sevmek lazım belki de.
Chang-dong'un bütün filmleri için şunu söyleyebilirim; bizim film çekerken çapak olarak nitelediğimiz, çevre kirliliklerini ve estetik olmayan hareketleri bilinçli olarak yerleştiriyor filmlerine. Hani dönem filmlerinde bile tiril tiril elbiseleriyle gezinen yeniçeriler, gladyatörler vs olur ya, sanki o gün Damat&Tween'den almış gibi. Lee Chang'ın filmlerinde tam tersi; hemen her şey, var oldukları kadarıyla geliyor önümüze. Hiçbir şeyi cilalamıyor, parlatmıyor.
En güzel mekanlar, en güzel semtler, en güzel kadın ve erkekler, en güzel yiyecekler yok Chang-dong'da, ne gerekiyorsa o var.
Charlie Chapline çocukluk, Kurosawa gençlik, Kiyarüstemi ve Kobayashi yetişkinlik ve Lee Chang-donk olgunluk dönemimin işaret fişekleridir.
Tarih boyunca aşk üzerine neler yazılıp, çizildi ve bestelendi; Romeo ve Julyetler, Leyla ile Mecnunlar, Love Storyler, Nasıl Yapmalılar, Kürk Mantolu Madonnalar, Selvi Boylu Al Yazmalımlar, resimler, şarkılar, türküler, oyunlar vs vs. Ama genellikle merkeze sağlıklı, güzel, akıllı karakterler koyulmuştur. Lee Chang-dong, Oasis'te bu denklemi bozuyor. "Sadece güzeller, akıllılar, sağlıklılar sevmiyor. Buyurun bir de buradan bakın." diyor ve bizi Sol Kyung-gu'nun Messivari oyunculuğuyla ters köşelerden ters köşelere yatırıyor. Aslında, çocuk kalmış zekasıyla ailesine ve topluma uyumsuz Jong-du ve engelli Gong-ju'nun aşkını anlatmıyor sadece, bizi, kendisini sağlıklı zannedenleri de anlatıyor. Ne kadar acımasız olduğumuzu ve bunu iyilik zannettiğimizi, bize benzemeyenlerin hayatını nasıl kararttığımızı.
Günlerce konuşabileceğim bir güç yükledi bana bu film; Daniel Day Lewis Sol Ayağım ile Oscar kazandıysa (ki çok iyi bir oyuncudur), Sol Kyung-gu da Oasis'te, bütün Oscar ödüllerininin eritilip, büyük bir ödül olarak kendisine verilmesini hak edecek kadar iyi oynuyor Jong-du'yu. Ya da Oscar'ı filan umursamamak, kendi Ocarlarını dağıtacak kadar sinemayı sevmek lazım belki de.
Chang-dong'un bütün filmleri için şunu söyleyebilirim; bizim film çekerken çapak olarak nitelediğimiz, çevre kirliliklerini ve estetik olmayan hareketleri bilinçli olarak yerleştiriyor filmlerine. Hani dönem filmlerinde bile tiril tiril elbiseleriyle gezinen yeniçeriler, gladyatörler vs olur ya, sanki o gün Damat&Tween'den almış gibi. Lee Chang'ın filmlerinde tam tersi; hemen her şey, var oldukları kadarıyla geliyor önümüze. Hiçbir şeyi cilalamıyor, parlatmıyor.
En güzel mekanlar, en güzel semtler, en güzel kadın ve erkekler, en güzel yiyecekler yok Chang-dong'da, ne gerekiyorsa o var.
17 Mayıs 2020 Pazar
16 Mayıs 2020 Cumartesi
Laz Marks ve TFF
Niçun pozitif çikanlari ayirıysınız? Olardan da para kazanabilırsınız. TFF 1. Pozitif Ligi ve TFF 1. Negatif Ligi yapun. İki ayri naklen yayin ve iki ayri bahis oynatursunuz. Kaçyuzyilluk kapitalizımsınız, bulari da ben mi öğretecım? @TFF_Org #BirKupaKaçCanEderTFF
Evli ve Pandemi
Evliler, evli olmayanlar, evli ve zavallı olanlar nabaysınız? Pandemi günlerinde cinnet sınırına gelenlere, Salih Kalyon ustamızın repliğiyle seslenelim.
#evlivezavallı #tiyatrokomika #tiyatro #tiyatroiyidir #pandemic #evdekal #evdekaltürkiye
#evlivezavallı #tiyatrokomika #tiyatro #tiyatroiyidir #pandemic #evdekal #evdekaltürkiye
14 Mayıs 2020 Perşembe
Terlik mesafesi
Son günlerde çok fazla Trump haberi okuyup, AVM'severle muhatap olunca benim kafa da sütlaç oldu.
- Bu koronavirüsü çok abartıyorsunuz, eğer gerekli terlik mesafesine uyarsanız hiçbir sorun yok kardeşim. Milleti korkutmayın boşuna.
- Bu koronavirüsü çok abartıyorsunuz, eğer gerekli terlik mesafesine uyarsanız hiçbir sorun yok kardeşim. Milleti korkutmayın boşuna.
13 Mayıs 2020 Çarşamba
Korona 1. Ligi
TFF 1. Lig ekibi BB Erzurumspor, kulüp içinden 11 kişinin koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıkladı. Bu işin şakası olmaz elbet ama, ne yaptınız, yarasa çorbası mı içtiniz? Wuhanspor'la maç mı ettiniz?
Bu arada bravo TFF, Korona Ligi kurarsınız artık.
Bu arada bravo TFF, Korona Ligi kurarsınız artık.
Derin ekonomi
Bu çakallarun Amerika’da yaptuklari masturlari hasturlari bulara basit bi şey oğretur, finans–kapitalun güciyle işçiyi, emekçiyi soyacasun. Oyle derinlukli, öngöruli ekonomi bilgisi beklemayın.
Hayirli batişlar
Sinifli topluma bi sinif daha ekledum; küçucuk burjuvazi. Bular, Titanik misali batmakta olan kapitalizumun güvertesinde, burcuvazinun, Leonardo Di Kaprio gibi bellerine sarilacağini zannetmektedur. Size hep birlukte hayirli batişlar.
Türkçeci geldi hanıııım
Buna taa hiyerogliften, kil tabletlerden ve papirüsten itibaren öğretmeye başlamak lazım. Normal alfabe bilgileriyle düzelmez.
Migren yapan Migros
Bir haftada yarım kilo domatesle bir demet maydonozu eve getiremediler, kalkmış denizde Migros seferleri başlatmışlar. Hem kel hem fodul.
11 Mayıs 2020 Pazartesi
Niçun? Çunki
Ligleri başlatiyler. Niçun? Çunki 'bahis şirketleri ve yayinci kuruluş' covid-19'dan daha tehlikeli.
Hiyeroglif
Buna taa hiyerogliften, papirüsten itibaren öğretmeye başlamak lazım. Normal alfabe bilgileriyle düzelmez.
Of, Sürmene, Araklı biz geldik Trabzon'a
Rizeliyim ama Trabzonspor üzerinden yarım kan Trabzonlu sayılırım artık. Bu grafiğe göre Doğu Konferansından Of gelir. Batı Konferansından Maçka ve Çaykara maçının galibi finalde Of'un rakibi olur. Of, zorlansa da kazanır.
Sinemanın zor yılları
" ... Yine sıhhi endişeler nedeniyle toplu bir şekilde bir araya gelinen sinema, kafe, restoran, stadyum gibi mekanlara dönük ilgide özellikle iki - beş yıllık dönemde hatırı sayılır düzeyde bir azalma meydana gelecektir. Bu durum, bu sektörlerdeki toplam iş sayısında önemli seviyede bir azalmaya neden olacaktır. Buna karşılık eve yemek ve gıda siparişinden, kitap veya cep telefonu satın almaya kadar internetten yapılan her türlü alışverişte yaşanan artış hızlanacaktır. Böylece bu sektörlerdeki istihdamda önemli düzeyde bir artış yaşanacaktır." (SETA'dan)
9 Mayıs 2020 Cumartesi
8 Mayıs 2020 Cuma
5 Mayıs 2020 Salı
4 Mayıs 2020 Pazartesi
3 Mayıs 2020 Pazar
The Platform "Maske"
Şu pandemi belasını atlatır atlatmaz hemen Platform "Maske" filmini çekeceğim. Filmi seyredenler hatırlar; yemeğin yerine maskeyi koyacağım.
İlk katta yüzbinlerce adet maske platforma yükleniyor. Her indiği kattaki insanlar maskelerden kapış kapış alıyor. 50. kata gelmeden bütün maskeler bitiyor. Kahramanımız, "Lan ihtiyacınız kadar alsanıza davarlar" diye yukarıya doğru bağırıyor ve macera başlıyor.
İlk katta yüzbinlerce adet maske platforma yükleniyor. Her indiği kattaki insanlar maskelerden kapış kapış alıyor. 50. kata gelmeden bütün maskeler bitiyor. Kahramanımız, "Lan ihtiyacınız kadar alsanıza davarlar" diye yukarıya doğru bağırıyor ve macera başlıyor.
2 Mayıs 2020 Cumartesi
Kuçuk burjuva kuçuk burjuva kulağun nerede?
Kuçucuk burjuvaziyi korkilari yönetur. İşsuzluk, açluk, gelecek kaygisi ve yoksul kalma korkisi bu orta sinifi birbirinun cellati yapar. Bu korkiyi evlerumuzun sevimli misafiri kedilerle örneklendureyim. Bizum Annaymisun Nihat vardur. Bu densuz herif, Bulaşuk Ahmet’lan girduği bir iddia sonici, “Madem kaplan da kedigildur, biraz zorlarsam kedi da amcaoğli kaplan gibi davranabilur. Süt içup, fare kovalamak bu sülalenun bir üyesine yakişmaz” diyerek kediden kaplan yaratmaya kalkmiştur.
Bunlara
Darvin’den, türlerun kökeninden bahsedemezsun. Annaymisun Nihat’un insanluk
tarihi günlüktür.
Uzatmiyayim, Annaymisun Nihat 4-5
tane tam instagrama koymalık sevimli ve munis kediyi bir çuvala doldurur. Amaci, Laz işi bir deneylan kediyi köklerine, vahşiluğine döndürmek. Kediler karanlukta
huysuzlanur ama bu iddiayi kazanmasi içun yeterli değildur. Annaymisun Nihat
beyuk bir sopayla çuvala acimasuzca vurur. Kediler korki içinde mav mov diye
bağirarak birbirlerini çafilamaya*
başlar. (Çafi - çafilamak :
Tirmuk. Tirmuk atmak. Tirmalamak. Pagınız TDK: Tirabzon Dil Kurumu)
Aynaymisun Nihat çuvali açar açmaz çildurmiş
olan kediler Bulaşuk Ahmet’le bua dalar. Her taraflari kan revan, çafi içinde.
İşte
kapitalist sistem bu çuvala benzer. Çuvala doldurup huzursuz ettuği kuçucuk
burjuvaziyi bir de ekonomik krizleriyle sopalayup durunca, insanlarun durumi
kedilerden bile daha hazin hale gelmektedur. İnsan insanluktan çikmakta ve
kedigillere bile rahmet okutan bir yaratuğa dönüşmektedur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)