Gırgır – Fırt futbol maçları acayip çekişmeli geçerdi. Bizden önceki kuşağın maçlarında ağır bir Gırgır üstünlüğü vardı. O sene Hasan Kaçan yönetiminde yeni bir Fırt kadrosu kurduk. Gerçi herkes hem Fırt’ta hem Gırgır’da çalışıyordu ama maça doğru takımlar seçilince acayip bir hırs basmış ve gerilim olmuştu. Bu sene yıkacaktık Gırgır hegemonyasını.
Maç günü geldi çattı. O da ne? Oğuz abi maçı Gırgır kalesinin arkasında izliyor.
Biz o sıralar Fırt’ta, İspanya’nın bile kıvıramadığı acayip bir tiki taka sistemiyle oynuyoruz. 4-4-2, 3-5-2, WM, Total ne kadar sistem varsa aşmışız. Topu kapan Fırtlı futbolcu, Gırgır kalecisi Bülent Arabacıoğlu abimizle burun buruna geliyor.
Buraya kadar her şey güzel ama Oğuz abiyi aşmak zor.
Oğuz abi, kalenin arkasında durmuş, yarı şaka yarı ciddi bağırıyor; “Şükrüüü, vurma oğlum, maaşından keserim!.. Şevkeeeet!.. Kapağı yedi kere çizdiririm, dur. Yılmaaaz, bir gol daha atarsan bu hafta gelmee!”
Neyse, Oğuz abinin muhteşem defansını aşarak Gırgır’ı 7-4 yendik.
Ezeli rekabet mi? Bir sene sonra bütün kadro Gırgır’a transfer olmuştuk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder