23 Ocak 2017 Pazartesi

Bir Alman'ı bu kadar seveceğimi tahmin etmezdim

Hiçbir istatistikte bir numara değil ama artık benim bir numaram. Messi'de ve İniesta'da görebildiğim bir sahiciliği görüyorum Jurgen Klopp'ta. Messi'nin, her hafta 500 milyon insanın seyrettiği bir fenomen değil de, lisenin bahçesinde futbol oynayan bir velet gibi davranmasına benziyor Klopp'un saha kenarındaki hali. Bütün defolarıyla, çıplaklığıyla kaptırıyor kendisini futbola. Kamera aramıyor, midesi asit üretmiyor. Saha kenarında yardımcı hakeme itiraz edip bağırırken birden, "Napıyorum lan ben?" dercesine gülmeye başlıyor. Mourinho ve Terimgiller gibi "başarıya giden yolda her şey mübah" kokusu almıyorsun Klopp'tan. Ve galiba en önemlisi, Çayeli'nde kıran kırana maç ettikten sonra rakiple birlikte mandalina araklayıp denize girdiğim çocukluk günlerimi hatırlatıyor. Maç bittikten sonra yense de yenilse de herkesi kucaklayıp gülebiliyor. Son olarak, kısa sürede bütünleştiği Liverpool taraftarlarının düğünlerine de gitmeye başladığını okudum. Yok yok, bir insan bu kadar rol yapamaz. Yoksa Marlon Brando'nun yanında olmalıydı.  
Klopp incileri;
* Takımın aldığı kötü sonuçlardan sonra Borussia Dortmund taraftarlarına esprili bir şekilde çağrıda bulunan Klopp böyle diyordu: "Takımınızdan sadece başarı bekliyorsanız, Bayern Münih'i tutun!"
* Dortmund’da takımın savunmasındaki kilit isim Mats Hummels uzun süreli bir sakatlık yaşayınca Klopp şu açıklamayı yapmıştı: "Onu kocası hapishaneye düşmüş sadık bir eş gibi bekleyeceğiz."
* Klopp, Liverpool’a imza attığı günlerde Mourinho’nun “Ben Özel Biri’yim” açıklamasına şöyle gönderme yapmıştı: “Ben Normal Biri’yim. Futbolcuyken de ortalama bir oyuncuydum. Kendimi tarihin dahi teknik adamlarıyla kıyaslamıyorum bile.”


Bu da hislerime tercüman olan "entarisialabenziyorseftalisibalabenziyor" nikli bir sözlük yazarının yazdıkları; "Hakemin bitiş düdüğüyle birlikte kanal değiştirmek varken Klopp'un saha içine doğru yürüyüp önüne gelen her iki takımın oyuncularına kucak açmasını, tebrik etmesini, hatta rakip takımın oyuncusundan yüz bulursa enseye şaplak atmasını keyifle izliyorum.
Rakip takımın oyuncusu olup fileleri havalandırsam kendi hocamdan önce ona sarılmak ve onunla bir sevgi yumağı olmak isterdim.
Umarım asla Türkiye'de bir takımı çalıştırmaz da buranın pis ağızlarının kokusunu çekmez. Bir gün bu ülkeye gelecekse Uruguay eski devlet başkanı gibi CHP'lilerin davetlisi olup gelsin; Eskişehir Odunpazarı'nda Büyükerşen ve minik çocuklarla spor tesisi açsın."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder