30 Nisan 2017 Pazar
28 Nisan 2017 Cuma
27 Nisan 2017 Perşembe
25 Nisan 2017 Salı
Küçük rollerin rollerin büyük... öhöm...
24 Nisan 2017 Pazartesi
23 Nisan 2017 Pazar
18 Nisan 2017 Salı
17 Nisan 2017 Pazartesi
11 Nisan 2017 Salı
8 Nisan 2017 Cumartesi
Dozer gibi oyna, Kazım gibi sev
Sezonun en muhteşem taraftar ŞOVU ! pic.twitter.com/xaONfxSmGy— TS Medya (@tsmedyam) 8 Nisan 2017
7 Nisan 2017 Cuma
Raineeeer Werneeeeer Fassbindeeeeer
Ana ve babası "öyle bir isim koyalım ki slogan gibi olsun" demiş olmalı. Yoksa böyle bir armoni, ahenk tutturulabilir mi? Sanki tribündeymişim de sürekli Rayneeeer Verneeer Fasbindeeeer diye tekrarlayasım geliyor.
Fassbinder de sürekli bir temayı tekrarlıyor; iktidar meselesini. İktidarı sadece üretim araçlarını elinde tutan sınıfın politikalarında değil, ikili ilişkilerin göbeğinde de sorguluyor.
İlk seyrettiğim filmi 'Korku Ruhu Kemirmek'ti. Kemirmek önemli, çünkü bir göçmenin Almanca 'kemirir' diyemeyip 'kemirmek' demesi söz konusu burada. Taraflardan birinin sevgisinin
diğerinden daha fazla olduğu ilişkilerin nasıl bir sömürüye
dönüştüğünü anlatıyor. Biraz çalakalem, biraz sallapati gibi duran biçim, siyaseten doğru ve cesur içerikle birleşince Fassbinder'in filmleri başka bir şeye dönüşüyor. Çok kuvvetli ve başka bir sahicilik kazanıyor.
Sartre'ın, Hepimiz Katiliz kitabında Fransa'nın, Cezayir işgaliyle ilgili olarak, "Sömürgecilik bir sistemdir ve hepimiz katiliz" diyerek Fransa'yı karşısına almaktan korkmaması gibi Fassbinder de Beyaz Almanlardan, hayatın her alanından bir sömürü damıtmaya çalışanlardan korkmuyor.
Fassbinder, filmlerinde sömürüye konsantre olduğu için iki insanın ilişkisinde de iktidar ile birey
arasındaki ilişkiye paralel yön bulabiliyor. Ama 'her şey boş, aşk filan yok' demiyor. Sevgideki eşitsizlik halinin yaratacağı tehlike olarak ele alıyor iktidarı.
Babamla bir Trabzonspor maçı seyrediyorduk. Fatih Tekke hiç zahmete girmeden, kendisini zorlamadan pıt pıt diye gol atıyordu. Bir başkasının yerlerde yuvarlanmasını, uçmasını gerektiren pozisyonları neredeyse hareket etmeden gole çevirdiğini gören babacığım, "Ne kolay gol atıyor yahu, ben de atarım bu kadar gol" demişti. Eğer bu kadar zahmetsiz ise futbol oynayabileceğini düşündürtmüştü Fatih Tekke ona.
Kısacık hayatında, arkasında dev stüdyolar, paralar olmadan, büyük prodüksiyonlara ihtiyaç duymadan sürekli film çekti. Her şeyin ötesinde kimsenin söyleyemeyeceği şeyleri söyledi. Bana da şu iki sene içinde babam gibi "Lan bu kadar kolaysa ben de film çekerim" dedirtti. Rayneeeer Verneeeeer Fasbindeeeeer, Rayneeeer Verneeeeer Fasbindeeeeer... Aha, yine dilime dolandı... ("Kıskananlar çatlasın, kıskananlar çatlasın" müziğiyle söylüyoruz yalnız, yanlışlık olmasın.)
6 Nisan 2017 Perşembe
İyi ki doğduuum beeeen!
Bu yıl ilk defa bir şey denedim. Doğum günümü filmimizin galasına denk getirdim. Küçük bir aksaklık dışında (Dev pastanın üzerinde benim değil, Sümela'nın Şifresi-3 Cünyor Temel filmimizin fotoğrafı vardı.) her şey iyiydi. İki işi bir arada çıkarınca size de büyük kolaylık oldu, "İyi ki doğdun Yılmazcığım", "Film hayırlı olsun abi" diye ayrı ayrı aramak zorunda kalmadınız. Şimdi önümüzdeki yıl başka bir şey deneyeceğim. 5 Nisan doğumlu bir kadınla 5 Nisan'da evleneceğim. Ooooh, gel keyfim gel. Yaşgününü unuttum, evlilik yıldönümünü hatırlayamadım, şu bu derdi yok. Size de şahane bir kolaylık olacak, bir telefonla yıllık bütün kutlamaları halledersiniz. Şaka bir yana, akraba, dost, uzak yakın demeden arayan, yazan doğum günümü kutlayan herkese teşekkürler. "Ulan hatırlanmak madem bu kadar güzel bir duygu yaşatıyor, sen niye arkadaşlarını, dostlarını daha sık arayıp sormuyorsun?" Bunu kendime söylüyorum, siz üzerinize alınmayın.
4 Nisan 2017 Salı
Senaristin Günlüğü-22
Yıl 2009, yer Üçgen Yapımevi. Adem Kılıç, rüyasından bahsediyor bana. Ben de sürekli o rüyadan görüyorum diyorum ve "Sümela'nın Şifresi Temel"imizle yola koyuluyoruz. Şimdi 3. filmimizle Trabzon'da görücüye çıkıyoruz. Önce Trabzon, sonra Karadeniz ve sonra tüm Türkiye beğenisini göstermişti ilk iki filmimize. Yine umut doluyuz. Bana kalırsa bu film serinin en iyisi, ama bana kalmıyor tabii. Halkımız karar verecek.
3 Nisan 2017 Pazartesi
2 Nisan 2017 Pazar
1 Nisan 2017 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)