Çocuk yanımla, Zembla'dan Tommiks'e, Kinova'dan Kaptan Swing'e, Mandrake'den Mister No'ya kadar 70'li yılların başında yayınlanan bütün çizgi romanları severim. Ama Zagor hep bir başka olmuştur. Şimdi bile seviyorum Zagor okumayı. Net bir şekilde formüle edemem ama bir kaç neden söyleyebilirim. Hala Gallieno Ferri'nin çizdiği Zagor ciltlerini ararım. Her ne kadar Ferri diğer esse gesse çizgi romanlarını çiziyor olsa da Zagor'da ayrı bir döktürürdü. Sonra, Zagor kızılderili dostudur; beyazların kışkırtmadığı, tıpkı beyazlar gibi bir ölüm makinesine dönmemiş bütün kızılderililerin yanındadır. (Babasını kızılderililer öldürmesine rağmen hem de) Kuşkusuz en iyi pişekar olan obur Çiko'yu da hesaba katmak gerek. Bir de, Zagor sıradan insan özellikleri de gösterir; Tommiks gibi, Suzi öptüğünde ayılıp bayılmaz. Bir kadın Zagor'a ilgi duyuyorsa ve o da kadından hoşlanıyorsa onu öper. Zagor Tenay yemek yer, su içer, yaralanır, tutsak düşer. Çelik Bilek gibi 80 İngiliz askerinin üzerine koşup, hepsine dan dun girişmez.
Ve en son olarak bir macerasında, (Chicago ya da New York olabilir) polis teşkilatının bağırsağını dökmüştü ortaya. Burjuvazinin emrindeki müdüründen, memuruna kadar bütün polislerin gırtlağına kadar rüşvete battığı bir polis teşkilatıyla boğuşmuştu Zagor Tenay.
Tamam hayal kahramanısın ama yine de baltana kuvvet hocam. (Ferri'yi saygıyla anmak için eski bir yazımı düzenledim)
Ve en son olarak bir macerasında, (Chicago ya da New York olabilir) polis teşkilatının bağırsağını dökmüştü ortaya. Burjuvazinin emrindeki müdüründen, memuruna kadar bütün polislerin gırtlağına kadar rüşvete battığı bir polis teşkilatıyla boğuşmuştu Zagor Tenay.
Tamam hayal kahramanısın ama yine de baltana kuvvet hocam. (Ferri'yi saygıyla anmak için eski bir yazımı düzenledim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder