8 Aralık 2020 Salı

The King's Gambit

 
Netfilikş'in The Queen's Gambit dizisi, (tahmin ettiğim gibi) işi Rambo'ya bağlamış. "Soğuk Savaş dönemi bitti, artık sosyalizm kalmadı." filan demeyin, bunların en büyük korkusu ve derdi hala sosyalizm. Geçmişteki sosyalizmle bile savaşları sürüyor. Dizi şöyle; Rambo Beth Harmon, İvan Drago Borgov'a gününü gösterecek ve özgür dünyanın, kapitalizmin kabesi ABD'nin ne kadar zeki, ne kadar güçlü olduğunu ispatlayacaktır. Ama Allahı var, hiçbir ABD kaynaklı prodüksiyonda göremeyeceğiniz (ki buna mecburlar, yoksa satrançla biraz ilgilenenlerin götüyle güleceği bir yavanlık olacaktı o zaman) sahneler ve tespitler var dizide. "Biz bireyseliz, onlar ekip halinde çalışıyorlar." diyor Amerikalı satranççı Benny Watts. Ve finalde, 60'ların Moskova'sında sokakta satranç oynayanların arasına karışarak, satrancın SSCB'de 'peynir ekmek' gibi bir şey olduğunu, halkın iliklerine işlediğini resmediyor. (Unutmadan, tarihte bir kez (aslen Rus göçmeni olan) ABD'li satranç ustası Bobby Fisher, Rus usta Spassky'i yener ve şampiyon olur. Karpov'la unvan maçına çıkmayınca unvanı elinden alınır. Daha sonra ABD'nin Yugoslavya'ya ambargosunu delip, Spassky ile maç yapan ve vatandaşlıktan çıkarılan Fischer, ölümüne kadar anti-Amerikancı bir tavır takınmıştı. Yani tek şampiyonları da öyle Rambo mambo değildi.) Sonuç itibariyle, Hollywood ve Netfilikş'ten nesnel bir iş beklemeyin. Bağımsız sinema candır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder