O hafta Nokta Dergisi sayesinde haberimiz oldu ve arkasından tutuklular üzerinde her türlü ilacın denendiği klinik bombalandı. Gırgır’da esprisini de bulduğum bir karikatürüm olduğunu hatırlıyorum. “Sosyalistlik hastalıktır ve tedavi edilebilir” diyordu ablamız ve kardeşi. Sonra Cumhuriyet’teki röportajla meğer ağabeyinin köklerinin CİA'e kadar dayandığını ve emperyalist Batı'da insanların denek olarak kullanılması zorlaşınca gelip 12 Eylül faşist yönetimiyle, “Komünist tutuklular üzerinde bildiklerimizi deneyelim” diye anlaştıklarını okumuştum.
CIA bağlantılı HZİ (anne ve babalarının isimleri Hamide ve Zekeriya İtil'in kısaltması) Vakfı kurucusu Muazzez İlmiye Çığ'a, "Vakfın, Mamak, Metris, Erzurum hapishanelerinde devrimci tutsaklar üzerinde farmakolojik deneyler yaptığı hatırlatılınca, sinirlenmş ve “Bilimsel deney bu, sonucunu bilemeyiz. Zarar da görebilirler tabii. Ay'a gidenin dönmesi garanti mi?” diye bilimsel bilimsel savunmuştu insanların komünist olmasını engelleme yolundaki ulvi ilaç çalışmalarını.Fakat kimsenin gerçekte ne olduğu ile ilgisi yok, “O bizim tarafta, savunmalıyız!” diye hareket ediyor insanlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder