"Büyük bir ameliyattan yeni kalkmış ve nekahet dönemini geçiren birisi olarak, birkaç gün önce büyük bir provokasyon karşısında sarsıldım. Önceleri bunun bir tuzak olduğunun farkında değildim, yoksa o programa telefonla katılmazdım. Bazı arkadaşlarımdan duyduğuma göre bir kanal durmadan benim hakkımda yayınlar yapıyor ve benim New York'taki bir Türk komisyoncusundan 3 milyon dolara ev aradığımı iddia ediyormuş.Ben sadece bu iddiayı yanıtlamak için o programa bağlandım ve ne o kişiyi tanıdığımı, ne 3 milyon doları bir arada gördüğümü, ne de New York'ta ev aradığımı söyledim. Özür dileyeceklerini sanıyordum. Meğer karşımdakinin görevi beni çileden çıkartmak bir tuzağa doğru çekmekmiş. Benim o Türk'te bir kartvizitimin bulunduğununu söyleyerek sözüm ona 'kanıt' gösterdikten sonra, lafı Özgürlük parçasına ve bunun LeMan'da eleştirildiğine kaydırdılar. O sırada zaten benim bütün sinirlerim tepeme çıkmıştı. LeMan'da ne yazıldığını görmemiştim, onların özetlediğine göre "Özgürlük madem halkın malı, o zaman bedava versin!" yazıldığını söylediler. Ben de, "O zaman LeMan da bedava dağıtılsın" dedim. Sonra bütün suçlamalar internet sitelerinde yazılıyor denilince de sadece o iftiraları atanları kast ederek ağır kelimeler kullandım. Daha sonra sözlerimi edit ederek, çarpıtarak, kendi suçlamalarını yanlış aktararak yayınladılar.Bu sözlerim saygı duyduğum LeMan Dergisi'ni, Başar Başaran'ı, saygın internet medyası çalışanlarını kapsamamaktadır.Selamlar, sevgiler... Zülfü Livaneli" (renkhaber.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder