3 Eylül 2009 Perşembe

Medyacılarımızın Twitter'la imtihanı

Facebook, alemlerin sanalındaki tartışılmaz liderliğini yitiriyor mu? Artık yeni sanal ikoncanımız Twitter mı?
Sanal dünyanın sosyalleşme aparatları bir bir genişliyor. Geride bıraktığımız iki yıl içinde muazzam miktarda tartışma konusu olup popülaritesini tavan yaptıran Facebook'tan sonra bu sene yeni bir 'sosyal proje' devrede; adı Twitter...
Yakın tarih koridorlarında biraz gezintiye çıktığımızda özellikle 2007 ve 2008 yıllarını Facebook'un altın çağı olarak değerlendirebilmek ziyadesiyle mümkün. Yolun başlarında henüz sanal mecranın bir kısım 'elit'leri tarafınan bilinen ve İngilizce olan site, Ekşi Sözlük yazarlarının keşfi ve Türk medyasının köşelerinde saf tutmuş yazarların da gönüllü reklamlarıyla ülkemiz sınırları içerisinde arzu ettiği şöhrete kısa sürede kavuşmuş ve Yonja benzeri sitelerden kitleler buraya devşirilmişti. Bir süre sonra 'akıncı' Türk internetçilerinin durdurulamaz fetih duygusuyla siteyi kuşattığını fark eden Facebook yönetimi, Türkçe hizmetini yayına sokarak yapılan son araştırmalara göre İngilizce'den sınıfta kaldığı belirlenen Türk milletine güzel bir kıyak geçmiş oldu...
Zaman içerisinde arkadaş listesi gittikçe kabaran kullanıcıları için 'fotoğraf albümü' işlevi gören site, son bir senede yarattığı devasa video furyasıyla Youtube'a kafa tutar poziyona gelmiş ve 'video - foto blog' konseptine haiz olduğunu tescillemişti.

Twitter sahnede
Facebook'un imaj kaybına uğramasından faydalanan 2007 imalı Twitter, henüz Facebook ayarında bir site olmasa da onun saltanatını titretecek kıvama gelmişti. Facebook'un artık eski şaşaalı günlerinin sona erdiğini düşünen internet kullanıcıları, 'anlık iletişim deryası' olan bu yeni icada dört elle sarıldılar nitekim.

Peki Twitter neden Facebook ayarında değildi?
Az evvel kullandığım 'anlık iletişim deryası' tabirini bir nebze açmam icap ediyor burada. Şöyle ki; Twitter'ın tüm olayı kısa bir 'durum raporu'ndan başka bir şey değil aslında. Bu, msn iletilerinize ve Facebook status update'inize tekabül ediyor örneklemek gerekirse. O an yaptıklarınızı, düşünce deryanızdaki ufak kırıntıları kısa notlar şeklinde, 170 karakteri aşmamak şartıyla takip ettiğiniz ve edildiğiniz kişilerle paylaşıyor ve bu sayede kimseyi merakta bırakmıyorsunuz! Çoğunluk tarafından absürd vakıalar olarak görülen mevzu bahis 'durum raporları'nın Twitter için bir varlık sebebi olduğunu söylemek gerekir bu yüzden.

Medyanın parlayan yıldızı
Türkiye'de Twitter'ın parlamasının müsebbibi medyanın ta kendisidir. Facebook'u yaldızlayarak piyasaya süren köşe yazarları, röportajcılar, ekran yüzleri; en genel anlamıyla bilcümle medyacı bu sefer de Twitter'ı sahaya sürmüşe benziyor. Halihazırda Twitter'ın hatırı sayılır Türk üyelerinin büyük çoğunluğu medya dünyasının isimlerinden müteşekkil. Bu ün sahibi insanların kendi aralarındaki diyalogları izlemek, neler yaptıklarını bilmek ve görmek şu sıralar internet kullanıcıları arasında oldukça moda. Diğer bir yandan Twitter'ın, medya siteleri için de bulunmaz kumaşta bir haber kaynağı olduğunu görmek mümkün. Zira medyacıların düştükleri notlar, sıradan karalamalar bile bir haber değeri taşıyor bu mecralar nazarında. Son olarak Hıncal Uluç, Ahmet Hakan, Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkök, Oray Eğin, Yiğit Karaahmet ve daha birçok medya figürünün bir araya geldiği bir toplantı an be an yine bu ekibin içindeki Oray Eğin tarafından Twitter'da yayınlandı. Birçok medya sitesi de bunu haberleştirmekte gecikmedi takdir edersiniz ki. Gel gelelim Medyatava, Odatv gibi sitelerin de Twitter'da sayfa açmalarını bu modanın gerektirdiği bir zorunluluk olarak görebiliriz.

Özel hayat şeffaflaşıyor
Merak ettiğiniz gazetecinin, yazarın, televizyoncunun haftalık programını öğrenmek artık çok kolay; Twitter'daki sayfalarına uğramanız yeterli olacaktır! Bir nebze ironileştirsek de, yazar ve okur arasındaki duvarlar Twitter marifetiyle yıkılıyor gibi yavaş yavaş. Son olarak NTV'deki programına katılacak konukları ilk olarak Twitter'daki sayfasında duyuran Burcu Esmersoy'un nerede kahvaltı yaptığını, neler yiyip içtiğini ve hatta Ekşi Sözlük yazarlarını neden 'ödlek' ilan ettiğini buradan görebilmeniz mümkün. Henüz sayfa kısıtlaması yaygınlaşmayan site şimdilik umuma açık bir mecra niteliğine haiz ve bu yönüyle de birçok kullanıcının yüzünü güldürüyor.
Sanal alemin yükselen trendi Twitter'ın, Facebook'un pabucunu dama atıp atmayacağını ve medyacılarımızın bu yeni ikoncanımızla verecekleri sınavda nelerin yaşanacağını önümüzdeki süreçte hep birlikte göreceğiz. Şimdilik rast gele...
Ali Ersin Kelleci / Renkhaber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder