Efendum, adam öküz olmayi seçmişse, elbette insanluğun acilarina sirtini dönebilur ve kendi postinun derdine düşebilur.
Kapitalizum, toplumi hizla depresif bir ruh halinun içine çekmekte ve milyonlarca insan bonibon gibi mutluluk hapi tüketmektedur.
Diş dünyaya kapali, kendi dişinda olup bitenlere kayitsuz, duyarsuz, ‘ben’ini seven, giderek kendi iç dehlizlerinde kaybolan bencil ve hastalukli bir varluk sözkonisidur.
Hayati 5 kelimeye indurebilmek mümkün olsa, “yeyup içup siçayim, halvet olup yatayim” derler.
Kuçucuk burjuva, çelişkinun cisimleşmiş halidur. Beyuk burjuvazinun görkemi karşisinda gözi kamaşur, emekçi halkın çektuği aci karşusinda yüreği sizlar.
G.Doğu’daki yoksulluk ve sefalete gözleri yaşarur ama ertesi cün İstiklal’de ayağina basan esmer bir vatandaşa, “Bu Kürtler niye İstanbul’a geliyo yaa!..” der.
Pışpışlanmayi bu kadar seven bir mahlukat yoktur. Sistem bunlara bir bebek cibi özen gösterup hergün gazlarini almaktadur. Gazeteler, derciler ve televizyonlar bu kirmizi urbalilara, “Dunyanun en eyi, en asil, en zeki ve en doğri kararlarini veren insani sensun” diye sürekli yağ çeker.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder