6 Haziran 2010 Pazar

Atılgan Korkmaz / Buyur burdan bak - 36

Markalar Dünya Şampiyonası!
Dünya Kupası yaklaşıyor, peki dikkatler Güney Afrika'da mı? Bence hayır.
Son yıllarda gittikçe değersizleşen bu tip şampiyonların bu hale gelmesindeki asıl nedenleri irdelemek gerektiğini düşünüyorum.
Futbola olan sevgi mi azaldı dersiniz asla, hatta ben futbola olan ilginin daha da arttığını düşünenlerdenim. Ama heyecanın rotasını kaydıran bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Endüstriyel futbol anlayışı odaklanmayı engelliyor.
Hani bizim takımlarımız vardı hatırlar mısınız? Kimimizin Maradona'lı, Veron'lu, Batistuta'lı, Caniggia'lı, Ortega'lı Arjantin'i, kimimizin Klinsman'lı, Brehme'li, Mattheus'lu, Kahn'lı Almanya'sı, kimimizin Ronaldo'lu, Juninho'lu, Romario'lu Brezilyası, kimimizin Roberto Baggio'lu, Baresi'li, Maldini'li, Zola'lı İtalya'sı, kimimizin Gullit'li, Rijkaard'lı, Van Basten'li Hollandası...
Hani sayamadığım daha nice yıldızlarla dolu milli takımlar, hani aylar öncesinden bir heyecan fırtınasına kapılırdık, mahallede, kahvede, ev gezmelerinde her nekadar Milli Takımımızın katılma iddiasının dahi olmadığı dönemlerde dört gözle beklerdik maçların başlamasını.
Acaba süpriz çıkış yapabilecek bir ülke sıyrılıp aradan çıkabilir mi, çıkarsa kim olur, diye düşünürdük.
Kimi zaman Brolin'li İsveç, kimi zaman Laudrup'lu Danimarka, kimi zaman Kostadinov'lu, Stoichkov'lu Bulgaristan, kimi zaman Roger Milla'lı, Omam Bıyık'lı Kamerun eser çeyrek final ve hatta yarı final oynardı.
Takım olarak başarı gösteremese bile hemen hemen her ülkenin en az bir "Messi"si vardı neredeyse.
Peki şimdi n'oldu?
Önce taraftarlardan başlayalım, ekonomik sıkıntı içinde kıvranan futbol seyircisi süpriz iddia kupon'u yapmak derdinde, özellikle yıldız sayılan futbolcular sakatlanmadan bu süreci atlatıp takımına dönmek derdinde, kulüp takımları riske giren milyon dolarlarının bedelini tahsil etme derdinde, federasyonlar pastadan kapacakları pay münasebetine alacakları bir puanın derdinde, kupayı düzenleyen ülke küfeyi doldurma derdinde, teknik direktörler risk almadan kakalak futbol ile göreceli başarı yakalama derdin de.
Sonra medyaya bakıyorum, reklamların çoğu dünya kupasına endeksli onlarca marka kıyısından köşesinden yanaşmış yerini kapmış bu saman tadındaki futbol şöleninde, F1'de pilotlar ve markalar şampiyonası var bilirsiniz, şimdi Dünya Kupası'nda da vitrindeki futbolcuları allama pullama, Takımları modaya uygun giydirme derdinde olan markalar var, Dünya Kupası'nı kim kazanır dersiniz Adidas'mı, Nike'mi, Umbro'mu bu galiba en önemli soru kafalardaki ne dersiniz süpriz çıkar mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder