4 Eylül 2009 Cuma

Elde var hüsran!

Trabzonspor'da işler yine iyi gitmiyor. Tünelin ucunda görünen ışık, ligin ilk 4 haftasına bakıldığında üzerine gelen 'Hüsran Treni'nin farından başkası değil gibi! Lige Sivasspor galibiyeti ile başlandı. Hem de deplasmanda. Sonrası malum.
Sanki sezon öncesi hazırlıklar lig ve Avrupa hedefi değil de, Sivas maçına endeksli yapılmış. Sivas mağlup edilmiş, hedef bitmiş gibi!
Söylenecek, yazılacak çok şey var. Nereden başlamalı, bilinmez. Sözüne ettiğimiz hüsranlar 25 yıldır yaşanıyor. Her yıl boşanma davası açılıyor ama boşanma bir türlü gerçekleşmiyor. Zira boşanmak için mahkemeye yeterli gerekçeler sunulamıyor. Bu gidişle hüsranla bir yastıkta kocanacak gibi!

Trabzonspor farklıydı

Sorunun en tepesinde 'fark' duruyor. Trabzonspor farklıydı. Farklı olduğu için Anadolu'da adeta bir futbol devrimi yaptı ve şampiyonluklar yaşadı.
Farksızlaştı, hüsranla tanıştı. Sonra nişanlandı, daha sonra nikah kıydı. Şimdi boşanmaya uğraşıyor. Bunu da sabırsızlığı, istikrarsızlığı yüzünden bir türlü beceremiyor. Çözüm tekrar farkını yaratmasında gibi!
Zor iş ama zorunlu iş. Trabzonspor geçmişini unuttu. Bu yüzden geçmişine dönüp, oradaki başarılarını gözden geçirmesi gerek. Dönmek, geçmişe gidip orada kalmak değildir. Oradan alıp bugüne taşımak, bugünü planlamak, yarını kurmaktır. Geçmiş bir futbol hazinesidir, maden yataklarıdır. Dün bakırla şampiyonluklar geldi. Bugün gümüşle olunabilir. Yarına altın vurur damgasını. Bu madenlerin tümü bu topraklarda var. Ama gümüş ve altına ulaşmak, bakırı kavrama bilincinden geçiyor. Bu olmayınca yani geçmişe dönülmeyince sürekli kendi etrafında dönülüyor gibi!
Boşa geçen sonraki yılları rakiplerine benzeme histerisi sonucunda özgünlüğünü yitirmesi olarak özetleyebiliriz.
İskender Gönen (Bakınız: Sol açık nedir, ne değildir?)/Sabah Gazetesi (Kısaltarak yayınladım)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder