Atılgan Korkmaz / Buyur burdan bak - 71

İleri demokrasi sarhoşluğu
Körkütük sarhoş olmuş bir halk...
Ardına baksan “statükocusun”, önüne baksan “boş hayalci, ayakların yere basmıyor.”
Sağına baksan merkezdeyim ben, beni kategorize etme diyen bir “koyun” sürüsü,
Soluna baksan kendine sığınacak bir liman arayan binlerce “kayıp kimlik”!
Bir “Beyaz Türkler” sahnede, bir “Siyah Kürtler!”
Tepeye baksan, bana ne sizdenci bir sermaye,
Aşağıya baksan, bırakın bir kenara karnını doyuracak parayı,
Başını soktuğu damı kaybetmeme telaşında bir ülke vatandaşı...

İngiliz başbakanı Cameron, “medeniyetler ittifakı” teorisi çökmüştür dedi, Münih’te.
Ve ekledi; dinini vicdanınca yaşamak isteyen Müslüman gençleri,
Sözde demokratik Avrupa olarak radikallerin şerrinden koruyamadık, diyor.
Mısır’da, Tunus’ta kan gövdeyi götürüyor, halk isyanda!
İran’dan bir ses yükseliyor Humeyni’den Cuma hutbesinde;
“Bu yükseliş İslam’ın önlenemez yükselişi,
Mübarek rejimi devrilirse, ABD büyük bir hezimet yaşamış olur deniyor,
Dikkat! Tahrir yani Özgürlük Meydanı’ndaki halkın isyanı;
*Yoksulluğa...
*Yolsuzluğa...
*Adaletsizliğe...
*Baskı rejimine...

İki defa Amerikan yönetimi ile telefon görüşmesi yapan Başbakan demeci patlatıyor,
Ey Mübarek; halkın çağrısına kulak ver(!), gereğini derhal yap.
Tekrar yineliyorum, Tahrir Meydanı’nda tek bir etnik, din temelli slogan yok!
Eylemin ikinci Cuma’sı, yer İstanbul, Beyazıt Meydanı;
Namazdan çıkan “Radikal İslamcılar” Mısır için cemaate tekbir getirtiyor,
Meydandaki resmin hangi temelde olduğunu anlatmaya gerek yok,
Öfke, her seferinde Yahudi düşmanlığına varıyor, “Kahrolsun İsrail!” sloganlarına.

Bu arada;
*Arnavutluk ayakta...
*Sırbistan ayakta...
*Yemen ayakta...
*Lübnan ayakta...
*Suriye’de Esat üç buçuk atıyor. Talepler hep aynı.

Peki, dünya jandarması Amerika’da Başkan Obama çok mu rahat?
Hayır, iki gün önce Tunus lideri düşünce, Mısır’da yönetimin destekçisiyiz,
Mısır halkı meydana çıkınca, demokrasi çığırtkanlığına idareyi terk,
Hatta ordudan yönetime el koymasını isteyebilecek kadar aşağılıkça!
Bu mudur dış politikanın gereği, “ikiyüzlülük” müdür?

Wikileaks belgelerine gerek yok,
15 milyar dolarlık Mübarek serveti tüm dünya dilinde ve medyasında alenen konuşuluyor,
Mısır’lı zenginlerde tık yok, ellerindeki parayı bavullara doldurup uçmak derdindeler,
Mübarek’ten zaman istiyorlar, bırakma az daha dayan! Sonra gidersin.

Bizim memlekette durum ne bu arada, biraz da kendimize bakalım;
*Ankara’da 17 can denetimsizliğe kurban gitti,
*Meydanlarda polis ne vatandaş dinliyor ne vekil, biber gazı, tazyikli su gırla,
*Vergisini ödemeyen, sistemden parasını koparan gemisini kurtaran kaptan,
*Elektrik, benzin, telefon faturaları kim ne tutturursa, zammın kontrolü özelleşen idarede,
*Çalışanın maaşı torbada çarçur, emeklinin ki banka borcuna yetmiyor,
*İmar ve belediye yolsuzlukları artık idarecilerin bile kontrolünden çıkmış,
*Genç nesilde işsizlik milyonları çoktan aşmış,
*Kimse yargının verdiği, vereceği kararlara saygı duymuyor, adliye kapısında kız ile baba güpe gündüz, göz göre göre kan davasına kurban gidiyor,
Yani;
*İşsizlik,
*Yolsuzluk,
*Yoksulluk,
*Adaletsizlik
*Haksızlık
*Baskı gırla...

Şimdi yazımın en başına gidiyorum, körkütük sarhoş bir halk dedim ya;
Alkol yasakları geldi hani şu tantana koparan,
Liberallerle, muhafazakar demokratlık arasındaki çizgiyi kalınlaştıran,
Hiç anlam veremiyorum, iktidar hazır sarhoş etmişken bu toplumu,
Neden durup dururken uyandırdı ki acaba!
Yoksa ateş bacayı sardı da, alkolsüz sarhoşluk tepeyi de mi kaptı?
“İleri demokrasi” sarhoşluğu olmasın bu sakın, ne dersiniz?