8 Ağustos 2009 Cumartesi

Ailenun, Özel Mülçiyetun, Devletun, Fadime’nun ve Hamsinun Kökeni


Bizum Feridun Encels’le birlukte insanluk tarihi üzerinde yaptuğumuz araşturmalar
soninda şunu cördüm. İnsan hayvandan türemiştur.
Evet, buna bir itirazum yok ama o hayvan hangisidur? Darwin’un ileri sürdüğü gibi maymun midur? Değildur. Değerli bilim adami Darwin burada yanılmaktadır. İnsan maymundan değil hamsiden türemiştur. İdris uşağum sen hemen “Peki niye şimdi de hamsiden insan türemeyi?” diye soracaksun. Güzel evladum, o hamsinun uzaktan akrabasi olan özel bir türdi. Evrimini geçurdi ve sözi fazla uzatmadan tarih sahnesinden indi. Şimdi artuk hamsiden insan türemez, hamsinun ayarlariyla oynama. Hamsiden artuk çok güzel buğulama olur.
Hamsiden insana geçişte emeğun roli
Karadenuz’de nazli nazli yuzen hamsinun cani sıkılınca, “Haçan karaya çikup insan evladinun tarihini başlatayim” dedi ve karaya çikti. Uzatmiyayim, önce hamsinun eli –ayağindan ayrildi. Sonra dik yürüyuş sağlandi. (O zamanki hamsiler çok gururliydi, 7 yil Fenere’e yenilmemişlerdi.) Ve he-ce-li ko-niş-ma baş-la-di. Son olarak da beynun gelişimi hamsiyle insan arasinda aşilmaz bir boşluk yaratti. İnsan artuk 4 katli piramit yapan bir canliydi. Alet yapabilen, doğa üzerinde bilinçli dönuşum sağlayan insan evladi, hamsiyi tanimamazluktan geliyidi.
Doğanun diyalektuği
Dikkat edun, doğada herşey basitten karmaşuğa gider. Sudaki tek hücreli canlıdan Mehmet Okur’a, hamsiden balinaya, takadan titaniğe, Fener’den Barcelona’ya... Gelişim boyle bir süreç izler. Diyalektuk süreç; karşutlarun sürekli çatişmasi (Bakunuz; Tirabizon – Fener çatişmasi) ve bunlarun birbirlerine ya da daha yüksek biçimlere dönuşmeleridur.
Poliyandriden komparsitaya
Bugünkü tek eşli aile yapisina gelene kadar insanoğli ve insankizi, yabanıllık ve barbarluk döneminde kuralsuz cinsel ilişki içinde yaşamiştur. Buna “Kör Tuttuğunu Öper Çağı” diyoruz. Aslında çok eskiye gitmenuze gerek yok. Layla’ya gidun yeter. Bu sosyetik mekanda seviyeli poliandri ve poligami ilişkiler gırla gideyi. Ula İdris, kikirdeyip durma, burada bilimsel bir gerçekten bahsedeyirum. Şili’deki Kukular’da ve Punalua Ailesi’nde bile Layla’daki kadar karişuk ilişkiler görmedum.
Fakat bu çok melanetli bir durum değildur. Böyle herçesun birbiriyle halvet olduği ortamlarda herkes birbirinun akrabasi gibi olur, özel mülçiyet azalur, paylaşum ve sosyal adalet gelişur.
Üvey devlet baba
Devlet’e celince; Devlet, parayi verenun çalduği düdük gibi bir enstrümandır.
Mülk sahibi sınıfun, mülk sahibi olmayan sınıflar üzerindeki egemenliğini garanti altina almak içun icat ettuği bir kurumdur.
Devleti incelerken en önemli ipucu ‘cop’tur. Copi takip edun. Devletun copi kime kalkayi? Bankayi hüpleyene mi yoksa bankanun önünde ‘Ula paramuz nerede’ diye feryat figan eden halka mi? “Harç paralarini arturmayun ula” diye yürüyen öğrencilere mi? Hakkini arayan işçilere mi? Devletun copi, ezilen geniş halk yiğinlarina karşu ‘erekte’ olmakta hiç zorluk çekmeyi ama kompradora sira gelince tıs!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder