12 Eylül 1980'de bize yapılanın aynısından 11 Eylül 1973'te Şili'de de yapmışlardı.
Miguel Littin ki kendisi Yılmaz Güney gibi bir sinemacıdır. Şili'den ve Pinochet'nin ölüm tezgahlarından kıl payı kurtulup, yurtdışına kaçar. Yıllar sonra faşizm altında inleyen ülkesine geri döner. Ama kimliğini gizleyerek, sahte bir pasaportla... Amacı, Pinochet Şili'sinin dışı cilalı, 5 yıldızlı, içi yoz ve baskıcı diktatörlüğünü belgesel tadında bir filmle dünyaya göstermektir. İşte bu macerayı Miguel Littin büyük usta Marquez'e anlatır. O da bize. (Not: Yukarıdaki fotoğrafta yanılmıyorsam ortada Allende var. Amerikan emperyalizmi ve Şili'nin Netekim Paşası Pinoşe henüz harekete geçmemiş ve sinemacılar sevgili başkanlarıyla içiçe, kolkola...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder