Çok basit. Bilime ve insan aklına karşı gericiler, şarlatanlar her zaman kaybetmeye mahkumlar.
O kadar basit değil. Çünkü asıl mücadele emekçilerin, “sıradan” insanların zihinleri, dünyayı algılayışları üzerinde verilmektedir. Cehaleti yaygın kılabilirler. Emekçileri, bu hayatın öznesi oldukları ve onu değiştirebilecekleri fikrinden uzak tutabilirler. Mücadelenin alanı burasıdır.
Ülkemizde sadece Adnan Oktar ve müridlerinin değil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, yenilenmiş kadrolarıyla TÜBİTAK’ın yani gerici düzenin bir bütün olarak asıl derdi budur. Kendileriyle tüm dünyada alay edilmesini göze alarak insanların gözünü bağlamak üzere bu kadar para harcamaları ve açık yalanlar söylemeleri “bu böyle gitsin” diyedir.
O nedenle bu tartışmada, bu mücadelede varız. Bazıları ilk kez yayınlanan videolar hazırladık. Futuyma’nın Evrim Bilim Eğitim Sempozyumu’nda yaptığı konuşmayı, Dawkins’in Yaratılış Atlası’nın yalanlarını ortaya koyan sunumunu, ve Hasan Aydın’ın İslam tarihinde varlık ve oluş konulu sunumunu özellikle tavsiye ediyoruz.
Bilimi toplumsallaştırılması ütopyamızın gündelik varoluşuysa bugünün de acil görevidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder