9 Kasım 2010 Salı

Atılgan Korkmaz / Buyur burdan bak - 52

Evet mi? Hele "one minute" düşünün
Koftiden varlık değerlerimizi "Küresel Sermaye'nin" soldan, "Yeşil Sermaye'nin" sağdan şişirdiği; bence 1929'dan bu yana ki belki de ondan daha ağır bir süreçte "emanetçi" misyonu üslenmiş bir kaç ülkeden biriyiz.
Emanete hıyanet olmaz bizde. Hukukmuş, ulusal güvenlikmiş, yok stratejik hedeflermiş, kardeşlikmiş, mişmiş muşmuşlar bir yana, hamdolsun bereket geldi memlekete, uzatmayın bir "Evet" deyiverin hele...
Bakın bu ülkede iktidardan geçen yolun her yanı transparan... Bunu biz bu kadar sade vatandaş olarak bilirken, muhalefete abone olanlar bunca siyasi bilgi ve tecrübeye rağmen bilmiyorlar deme cüretini asla gösteremeyiz.
Bu iktidar işi rüzgarı ardına alma işi, nasıl mı?
Bizim her daim uluslar arası problemlerimiz olagelmiştir, seç birini mümkün olan en uygun zamanda, sağlamından geçir lafı.
Biraz reklam(!) ilişkilerinin kuvvetli olduğu ulusal medya ile süslensin, milletin ruhunu okşasın.
Uluslararası finans kuruluşları ile karlı(!) ilişkileriniz olsun, kredi notlarınız tavanlarda uçsun.
İçerde "egemen" güçlerle mücadele ederken, mağdur edebiyatını iyi yapan karizmatik(!) bir lider ile, açıkça ifade edilmeyen ama şehir, ülke efsanesine dönüşmüş bazı derin yapılara da savaş açarsan en hukukisinden işte oldu size bir iktidar yolu hem de en kaymaklısından.
E şimdi bu yolu, kabul ettiniz, iş bitti mi? Hayır. Cemaat, aşiret, inanç bağlamında bazı stratejik yandaşlara ihtiyacınız var. Bu işleri dengede götürmek pek mümkün değil, onun için tercihlerin kıymeti harbiyesi çok önemli.
Hah şimdi oldu, bi dolu taviz ile yola çıktınız. Sizden sürüsüne bereket beklentiler var n'apacaksınız? İşte siyaset şimdi sahne alıyor sizde aktör oluyorsunuz. Ama bu öyle bir tiyatro ki, sufle veren sadece bir kişi yok. Tüm seyirciler sufleci. Herkes kendi dilinden konuşulsun istiyor. Herkes duymak istediğini duymak istiyor.
Tam da bu noktada klasik Amerikan taktiği devreye girmek zorunda; Stratejik İletişim Uzmanlığı. Bakar mısınız arz talep ilişkisine. İyi hoş da bu inanılmaz maliyetli bir iş, finansmanı nasıl sağlanacak?
Bilgisayar teknolojisinde, uyum esastır. Her parça her yapıya monte olamaz. Bu pazarlama stratejisidir. Maksimum verim için uygun parçayı bulmak zorundasınız. Hayatın her alanına bu durumu genelleyebilirsiniz. İşte bu noktada finansal enstrümanlar devreye giriyor bizim meselemizde de.
Detayına girmeyeceğim, önümüze mevcut iktidarın önüne muazzam bir fırsat çıktı son iktidar sürecinde, dünya ekonomik bir deprem yaşadı. Brezilya ile birlikte balıklama atladık, yüksek faizle(!) borçlandık, koftiden bir dolu varlığımızı borsaya kote edip, ülkemizi bir sığınağa, limana dönüştürdük. Depremden korunmak isteyen küresel sermaye bir de üzerine kazancı görünce tereddütsüz koştu, ekonomiyi şişirdi de şişirdi.
Bizim hükümette, sanki bu para bizim paramızmış, emanet değilmiş gibi harcadı da harcadı. Yollar, köprüler, evler, kavşaklar, iş merkezleri vesaire vesaire. Tabi bu bütçenin ana kalemlerinden biri de yüksek maliyetli Stratejik İletişim Uzmanlığı'na gitti.
Bu noktadan hareketle; "Evet" demek mi zor, yoksa "Hayır" demek mi? Hele, "One minute" düşünün lütfen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder