15 Kasım 2010 Pazartesi

Atılgan Korkmaz / Buyur burdan bak - 53

Bir Troçkist, cemaatçilerle neden ortak olur?
Bu ara çevremde her dünyevi meseleyi pervasızca manevi aleme bağlayan zihniyetlerle muhattap oluyorum. Hani bu durumu doğal olarak karşılamayan var mıdır aranızda, sanmıyorum.
Ama dostlar çok sıkıldım, hele bu durumu bilimle ilintilendirip dikte metoduna başvuranlardan tiksiniyorum. Onun içinde nüanslara rağmen benimle aynı dili konuştuğunu düşündüğüm bir avuç insandan birini yakaladım mı, bırakmıyorum. Muhabbetin dibine vuruyorum.
Çok sevdiğim bir ağabeyim var, ara ara gelir çayımı kahvemi içer, kendisi avukattır. Marksizmi içselleştirmiş, biraz da meslek içinde aykırı tavrıyla bilinen biz zat. Hani bu aykırılığına inat bir aykırılığa imza atmış. Uzun zamandır, bir markalama şirketi vardı, temel değerlerine uymadığı için yürütmekte sıkıntı yaşıyordu. Sistemin içinde varolma çabası ile fikirsel teoriler bazen ters düşebilir, O'nu bu hususta yargılamak asla haddime değil. Ve hatta tüm gayretine rağmen bu konuda muvaffak olamamasına da ciddi manada üzülüyordum.
Bugün geldi yüzü gülüyordu, hayırdır abi dedim. Ne mutlu seni görmek. Atılgan oğlum, BMW'den geliyorum yeni kasa sıfır 5.20 siparişi verdim.
- Oooo sevindim abim, işler iyi galiba dedim.
- İyi iyi dedi, benim hukuk bürosundan ayrı marka firması vardıya, onu cemaatten bir tayfayla ortak ettim, işler tıkırında dedi. Hemen asma suratını, fikrimden kaybettiğim bir nebze bile esneme yok dedi ve gülümsedi.
Ve ardından hemen ekledi, Troçki ne demiş abi; bizim gibi burjuva devrimini tamamlayamamış ülkelerde işçi sınıfı kendi devrimini yapmakla kalmayıp, burjuva devrimini de tamamlamalı. E o zaman iki arada bir derede sıkışıp kaldık, ne ileri ne geri gitmektense, onların kazançlarına ortak olmak, ve hatta onların sürecini tamamlamak bizim gibi kafalı adamlara düşüyor. Doğacak zıtlıkların artması lazım, toplumdaki bu yapının daha sert bir çatışmaya sürüklenmesi lazım. Ancak bu sayede nesnel determinizmin önü açılacak dedi. Yeter bizim teorilerimiz üzerinden türettikleri dinsel determinist kuramlarla vardıkları zenginliğe, artık hakkımızı alalım biz de değil mi dedi, gülerek.
İçimdeki umudu bir katta daha yeşerten sayın abim, sonsuz teşekkür sana, yüzümü güldürdün ya, cemaat te senin yüzünü güldürsün emi, şaka şaka. Kalın sağlıcakla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder