"Başarıya giden her yol mübahtır, gerekirse arkdaşının kuyusunu kazıp, bu yolda her türlü çirkefliğe başvurabilirsin." Bu bize yeni dünya düzeninin en büyük dayatmalarından biridir ki, millet olarak bu düşünceyi iyi sindirdik.
Üç beş kuruş para uğruna öz teyzesinin düğün gecesi takılarını çalan mı ararsın, babasının iş yerindeki kasasını patlatan mı, çocukluk arkdaşlarını kefil yapıp kredi çeken, üstüne üstlük ödemeyip evine haciz gönderten mi ararsın, hepsi bizde mevcut "hamdolsun!"
Eee Bilica da artık alıştı artık düzene... Üzüm üzüme baka baka kararır derler. Burada bakıp, kararacağımız üzüm Fatih Terim okulundan yetişme Emre Belözoğlu'dur.
Top vuramamış futbolcunun üzerine karate yapar gibi uçup dağıtacaksın, bir de vatandaşın Bobo penaltıyı atamasın diye penaltı noktasını tavuk gibi eşeleyeceksin...
Bilica bu hareketiyle benim gözümde artık yerli statüsünü kazanmıştır. Hadi hayırlı olsun. İşini hakkıyla ve samimiyeti ile yapan yerliler, sözüm meclisten dışarı.
Yumruk yumruğa siyaset!
Türk tipi demokrasi özüne dönme çabasında. Kapatılan DTP lideri Türk, ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız ve son olarak da Çankırı Belediye Başkanı yumruklu saldırıların hedefi oldu.
Bu ülkede yıllardır dokunulmazlıkların kaldırılıp kaldırılmayacağı tartışıla dursun, sanırım halkımız kararını verdi, temelsiz açılımlar ve ucuz siyasi tercihler yüzünden kendi çözümlerini en ilkel metodları kullanarak bir bir hayata geçirmeye başladı.
Bu durumu kullanmaya ve rant elde etmeye çalışacaklar olacaktır, sağduyu çok önemli.
Eğer yumruğun hasını atmaksa derdiniz; çok kalmadı, sandığı kızdığınızın başına geçirin daha çok acıtır, daha etkili olur merak etmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder