Bizim bi Cevat vardı... Devasa bişeydi ama Minik Cevat derdik ona...
Minik Cevat eğlenceye, eğlence hayatına düşkündü. Eğlence mekanlarını
Minik Cevat eğlenceye, eğlence hayatına düşkündü. Eğlence mekanlarını
iyi tanırdı ve bu konuda geliştirdiği fikirleri vardı. Cevat’ın teorisi şöyleydi;
“Bir eğlence mekanına girdiğinde bahşişi önce vericen. İş işten geçtikten
sonra bahşiş vermenin bir anlamı yok.”
Minik Cevat’la ocakbaşına gittiğimizde hemen kebapçının eline üç beş
Minik Cevat’la ocakbaşına gittiğimizde hemen kebapçının eline üç beş
kuruş sıkıştırırdı, bizim şişler erken gelsin diye...
Tuvalete, garsona, marketin çırağına, bavulumuzu taşıyacak olan komiye
Tuvalete, garsona, marketin çırağına, bavulumuzu taşıyacak olan komiye
vs. vs. herkese önceden bahşişi verirdi ki işini en baştan iyi yapsın.
E bunun sonu yok ki, Minik Cevat iyice kırmıştı kafayı... Bir gün bununla
E bunun sonu yok ki, Minik Cevat iyice kırmıştı kafayı... Bir gün bununla
uçağa bindik. Daha el bagajlarımızı yerleştirmeden bu soluğu doğru pilot
kabininde aldı. Ulan dur yapma etme... Görevliler, hostesler araya girer...
-Aaa!. N’apacan pilot kabininde, Usame Bin Ladin’in adamı mısın ayol?
-Ya yok be hanımefendi kaptan pilot abimi bi görücem.
Al takke ver külah Cevat pilot kabinine girdi.
Kaptan pilota hemen bi 50’lik toka edip,
-Aman hocam, sen bilirsin işini... Türbülanslara dikkat et, sarsmadan indir...
-Aaa!. N’apacan pilot kabininde, Usame Bin Ladin’in adamı mısın ayol?
-Ya yok be hanımefendi kaptan pilot abimi bi görücem.
Al takke ver külah Cevat pilot kabinine girdi.
Kaptan pilota hemen bi 50’lik toka edip,
-Aman hocam, sen bilirsin işini... Türbülanslara dikkat et, sarsmadan indir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder